Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÖVÜNGENLİK : Turkish Turkish

çok övünme durumu

OVUNMA : Turkish Turkish

ovunmak eylemi

OVUNMAK : Turkish Turkish

kendi kendini ovmak

ÖVÜNME : Turkish Turkish

övünmek eylemi, kıvanç, °iftihar

ÖVÜNMEK : Turkish Turkish

ir niteliği nedeniyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, °iftihar etmek

ÖVÜNMEK : Turkish Turkish

kendi kendisini övmek, °tefahür etmek

ÖVÜNMEK GİBİ OLMASIN : Turkish Turkish

kendini övmeye hazırlanan kimselerce, övünmesini hoş göstermek ya da alçakgönüllü görünmek için kullanılır

ÖVÜŞ : Turkish Turkish

övmek eylemi ya da biçimi

OVUŞTURMA : Turkish Turkish

ovuşturmak eylemi

OVUŞTURMAK : Turkish Turkish

ir şeyi bastırarak başka bir şey üzerinden geçirmek

OVUŞTURMAK : Turkish Turkish

(el için) birbirine sürtmek

OVUŞTURUŞ : Turkish Turkish

ovuşturmak eylemi ya da biçimi

OY : Turkish Turkish

ir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini yeğlemesi, °rey

OY : Turkish Turkish

u yeğlemeyi belirten im, söz ya da yazı

OY ÇOKLUĞU : Turkish Turkish

oylamaya katılanların yarıdan fazlasının aynı yönde oy kullanmaları

OY HAKKI : Turkish Turkish

kişilere tanınan oy verme yetkisi

OY SANDIĞI : Turkish Turkish

seçimlerde oy kâğıtlarının içine atıldığı mühürlü sandık

OY VERMEK ( YA DA OYUNU KULLANMAK) : Turkish Turkish

ir sorun üzerindeki isteğini belirtmek, °rey vermek

OYA : Turkish Turkish

genellikle ipek ibrişim kullanarak iğne, mekik, tığ ya da firkete ile yapılan ince dantel

OYA GİBİ : Turkish Turkish

ince, güzel, °zarif

OYA KOYMAK : Turkish Turkish

ir konuda sonucu saptamak için oy verilmesini istemek, oylama yoluyla bir topluluğun görüşünü almak

OYACI : Turkish Turkish

oya yapan ya da satan kimse

OYAÇİÇEĞİ : Turkish Turkish

pembe ya da koyu menekşe renkli çiçekleriyle tanınan süs ağaççığı

OYALAMA : Turkish Turkish

oyalamak (i, ii) eylemi

OYALAMAK : Turkish Turkish

elirli bir süre birinin dikkat ve ilgisini başka bir şey üzerine çekmek,°meşgul etmek