Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PASLANIŞ : Turkish Turkish

paslanmak eylemi ya da biçimi

PASLANMA : Turkish Turkish

paslanmak eylemi

PASLANMAK : Turkish Turkish

üzerinde pas oluşmak

PASLANMAK : Turkish Turkish

ışsizlikten, tembellikten, hareketsizlikten canlılığını yitirmek, uyuşup kalmak

PASLANMAZ : Turkish Turkish

paslanmaya karşı dayanıklılığı olan (alaşım ya da metal)

PASLANMAZLIK : Turkish Turkish

paslanmaz olma niteliği

PASLAŞMA : Turkish Turkish

paslaşmak eylemi

PASLAŞMAK : Turkish Turkish

kimi top oyunlarında oyuncular topu birbirine geçirmek

PASLAŞMAK : Turkish Turkish

akışlarla anlaşmak

PASLATMAK : Turkish Turkish

paslanmasına neden olmak, paslandırmak

PASLI : Turkish Turkish

üzerinde pas oluşmuş, pas tutmuş, paslanmış

PASMANTARI : Turkish Turkish

pasmantarıgillerden, buğdaygillerde ve baklagillerde pas hastalığına neden olan mantar (uromyces)

PASMANTARIGİLLER : Turkish Turkish

itkilerin üzerinde yaşayarak pas denilen lekeler yapan asalak bir mantar takımı

PASO : Turkish Turkish

ir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden ya da bir bölümünden bağışık tutulduğunu gösteren belge

PASÖR : Turkish Turkish

kimi top oyunlarında pasları gerçekleştiren oyuncu

PASPAL : Turkish Turkish

çok kepekli un

PASPAL : Turkish Turkish

kötü cins esrar

PASPAL : Turkish Turkish

akımsız, dağınık, pis (kimse, kılık vb.)

PASPARTU : Turkish Turkish

küçük boyutlu bir resmi büyük boyutlu bir kartonun ortasında açılan boşluğa yerleştirme yöntemi

PASPAS : Turkish Turkish

ayakkabıların altını temizlemek için kapı önlerine konulan kıl, plastik vb' den yapılmış yüzü tırtıklı silecek

PASPAS : Turkish Turkish

yer silmekte kullanılan, özel olarak yapılmış bir sopa ve ona geçirilmiş bezden oluşan temizlik aracı

PASPAS YAPMAK : Turkish Turkish

paspaslamak

PASPASLAMA : Turkish Turkish

paspaslamak eylemi

PASPASLAMAK : Turkish Turkish

paspasla2 yerleri silmek

PASRENGİ, -Nİ : Turkish Turkish

kırmızıyla kahverengi arasındaki renk