Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞAHNİŞ, ŞAHNİŞİN : Turkish Turkish

odaların dışarıya doğru çıkmış, kapalı balkon durumundaki yeri, °şehnişin

SAHRA : Turkish Turkish

kır

SAHRA : Turkish Turkish

çöl

SAHRA TOPU : Turkish Turkish

dağ topu gibi katır sırtında taşınmayıp atlarla çekilen top

SAHRE : Turkish Turkish

külte

ŞAHREM ŞAHREM : Turkish Turkish

(herhangi bir şey) parçalanmış, yarılmış olarak

ŞAHSEN : Turkish Turkish

kendi (kendim, kendin...), °bizzat

ŞAHSEN : Turkish Turkish

tanışmadan, dış görünüşü ile, uzaktan

ŞAHSİ : Turkish Turkish

kişiye ait, kişiyle ilgili, kişinin malı olan, kişisel, özlük

ŞAHSİYAT YAPMAK ( YA DA ŞAHSİYATA DÖKMEK) : Turkish Turkish

söz edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak

ŞAHSİYAT, -TI : Turkish Turkish

kişiye ait işler

ŞAHSİYAT, -TI : Turkish Turkish

ir kimsenin özel yaşamı üzerinde söylenen sözler

ŞAHSİYET, -Tİ : Turkish Turkish

kişilik

ŞAHSİYET, -Tİ : Turkish Turkish

kişi; değerli kişi

ŞAHSİYETLİ : Turkish Turkish

kişilikli

ŞAHSİYETSİZ : Turkish Turkish

kişiliksiz

SAHTE : Turkish Turkish

ir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece, °taklit

SAHTE : Turkish Turkish

ıçten olmayan, yapmacık

SAHTECİ : Turkish Turkish

düzmeci, °sahtekâr

SAHTECİLİK : Turkish Turkish

sahte işler yapma, sahte işlerle uğraşma düzmecilik, °sahtekârlık

SAHTEKÂR : Turkish Turkish

düzmeci, sahteci

SAHTEKÂRCA : Turkish Turkish

sahtekâra yakışır biçimde

SAHTEKÂRLIK : Turkish Turkish

sahtekâr olma durumu ya da sahtekârın yaptığı iş, düzmecilik

SAHTELİK : Turkish Turkish

sahte olma durumu

ŞAHTERE : Turkish Turkish

şahteregillerden, tarla ve yol kenarlarında yetişen, çiçekleri hekimlikte kullanılan bir bitki (fumaria officinalis)