Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAKALOTU : Turkish Turkish

ilıman bölgelerde yetişen otsu bitki

SAKALSIZ : Turkish Turkish

sakalı olmayan

SAKALSIZ : Turkish Turkish

tıraşı gelmemiş, tıraşsız

SAKAMET, -Tİ : Turkish Turkish

ozukluk, yanlışlık, eksiklik

SAKANDIRIK : Turkish Turkish

aş giysilerinde çene bağı

SAKAR : Turkish Turkish

kimi hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan beyaz leke, küçük akıtma

SAKAR : Turkish Turkish

sık sık küçük, önemsiz kazalar yapan (kimse)

SAKARİMETRE : Turkish Turkish

ir sıvıda çözelti durumunda bulunan şeker miktarını belirlemeye yarayan aygıt

SAKARİMETRİ : Turkish Turkish

şekerli çözeltilerin dozunu belirleme yöntemi

SAKARİN : Turkish Turkish

genellikle şeker hastalarının şeker yerine kullandığı, madenkömürü katranından elde edilen beyaz bir toz

SAKARLAŞMA : Turkish Turkish

sakarlaşmak eylemi

SAKARLAŞMAK : Turkish Turkish

sakar2 duruma gelmek

SAKARLIK : Turkish Turkish

sakar2 olma durumu ya da sakarın2 yaptığı iş

SAKAROZ : Turkish Turkish

şekerkamışı ya da şekerpancarından elde edilen bir tür şeker (c12h22o11)

ŞAKASIZ : Turkish Turkish

şaka yapmaksızın, ciddi olarak

SAKAT, -TI : Turkish Turkish

vücudunda hasta ya da eksik bir yanı olan (canlı)

SAKAT, -TI : Turkish Turkish

ozuk ya da eksik (şey)

SAKATAT, -TI : Turkish Turkish

kesilmiş hayvanın ciğer, işkembe gibi iç organlarıyla baş ve ayakları

SAKATATÇI : Turkish Turkish

sakatat satan kimse

SAKATATÇILIK : Turkish Turkish

sakatat satma işi

SAKATAYAK : Turkish Turkish

dokuma tezgâhında çok işlevi olan ayakça

SAKATLAMA : Turkish Turkish

sakatlamak eylemi

SAKATLAMAK : Turkish Turkish

sakat bir duruma getirmek, sakat etmek

SAKATLAMAK : Turkish Turkish

ozmak

SAKATLANIŞ : Turkish Turkish

sakatlanmak eylemi ya da biçimi