Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAL : Turkish Turkish

tabut

ŞAL : Turkish Turkish

genellikle hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaş

ŞAL : Turkish Turkish

kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları geniş atkı

ŞAL DESENİ : Turkish Turkish

şal örneği

ŞAL ÖRNEĞİ : Turkish Turkish

şallarda görülen motiflerle bezenmiş kumaş örtü, hırka için kullanılır

SALA : Turkish Turkish

cemaati bayram ya da cuma namazına çağırmak, kimi yerlerde de cenaze namazını haber vermek amacıyla minarelerde okunan salat

SALA VERMEK ( YA DA OKUMAK) : Turkish Turkish

minarelerde, salat okuyarak namazı haber vermek

SALABET, -Tİ : Turkish Turkish

katılık, sağlamlık

SALACAK, SALACA : Turkish Turkish

üstünde ölü yıkanılan kerevet, °teneşir

SALACAK, SALACA : Turkish Turkish

tabut

SALACAK, SALACA : Turkish Turkish

hasta, yaralı ya da ölü taşınan sedye

SALAH : Turkish Turkish

düzelme, iyileşme, iyilik

SALAH : Turkish Turkish

arış, °sulh

SALAH BULMAK : Turkish Turkish

düzelmek, iyileşmek, onmak

SALAHİYET, -Tİ : Turkish Turkish

yetki

SALAHİYETLİ : Turkish Turkish

yetkili

SALAHİYETSİZ : Turkish Turkish

yetkisiz

SALAHİYETTAR : Turkish Turkish

yetkili

SALAK : Turkish Turkish

giyiniş ve davranışlarından akılsız olduğu anlaşılan

ŞALAK : Turkish Turkish

üyümemiş karpuz

SALAKÇA : Turkish Turkish

salağa yakışır (bir biçimde)

SALAKLAŞMA : Turkish Turkish

salaklaşmak eylemi

SALAKLAŞMAK : Turkish Turkish

salakça davranışlarda bulunmak

SALAKLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

salak duruma getirmek

SALAKLIK : Turkish Turkish

salak olma durumu ya da salakça davranış