Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SALI : Turkish Turkish

haftanın üçüncü günü, pazartesi ile çarşamba arası olan gün

ŞALİ : Turkish Turkish

tiftikten yapılan bir cins ince kumaş

SALIK : Turkish Turkish

olmuş ya da olacak bir olay, bir olgu ile ilgili verilen bilgi, °haber

SALİM : Turkish Turkish

esen, sağlam

SALİMEN : Turkish Turkish

sağ ve esen olarak, hiçbir kötü durumla karşılaşmadan

SALINA SALINA : Turkish Turkish

yürürken bir sağa bir sola hafifçe eğilerek, salınarak

SALINCAK : Turkish Turkish

ıki ucundan, iki iple yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı

SALINCAK : Turkish Turkish

küçük çocukları uyutmak için beşik yerine kullanılan ve karşılıklı iki yere iple bağlı bulunan asılı yatak

SALINCAKÇI : Turkish Turkish

ayramyeri gibi kimi eğlence yerlerinde salıncak çalıştıran kimse

SALINCAKLI : Turkish Turkish

salıncak gibi sallanmaya yarar biçimde olan

SALINIM : Turkish Turkish

salınmak eylemi

SALINIM : Turkish Turkish

düzenli olarak hep aynı konumlardan aynı hızla geçen bir nesnenin devinimi

SALINIM : Turkish Turkish

ay'ın yarım yüzeyinden biraz fazlasının yerden görülebilmesini sağlayan olay

SALINIMLI : Turkish Turkish

salınım2 biçiminde olan

SALINIŞ : Turkish Turkish

salınmak eylemi ya da biçimi

SALINMA : Turkish Turkish

salınmak eylemi

SALINMAK : Turkish Turkish

yürürken uyumlu devinimlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek

SALINMAK : Turkish Turkish

salmak eylemine konu olmak

SALINTI : Turkish Turkish

salınmak eylemi

SALINTILI : Turkish Turkish

herhangi bir etkiyle sarsılabilen, sallanabilen

SALINTILI : Turkish Turkish

(yürüyüş için) ıki yana salınan

SALİP : Turkish Turkish

haç

SALİSE : Turkish Turkish

zamanın, yayların ya da açıların ölçülmesinde kullanılan saniyenin altmışta biri değerinde ölçü

SALİSİLAT, -TI : Turkish Turkish

salisilik asidin tuzu

SALİSİLAT, -TI : Turkish Turkish

salisilik asidin türlü alkollerle ve fenollerle yaptığı ester