Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SALİSİLİK : Turkish Turkish

söğüt kabuğundan çıkarılan antiseptiklerle ilgili olan

SALİSİLİK ASİT : Turkish Turkish

aldehidin yükseltgenmesiyle elde edilen, türlü uçucu yağlarda ester biçiminde bulunan, ekşi ya da tatlı olabilen, 155°c'de ergiyen bir asit

SALIVERİLME : Turkish Turkish

salıverilmek eylemi: babamın salıverildiğini öğrenen annem sevinçten ağladı

SALIVERİLMEK : Turkish Turkish

salıvermek eylemine konu olmak

SALIVERME : Turkish Turkish

salıvermek eylemi

SALIVERMEK : Turkish Turkish

ırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak, özgür bırakmak

SALKIM : Turkish Turkish

üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş

SALKIM : Turkish Turkish

ana saptan çıkan yan çiçeklerin sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu

SALKIM : Turkish Turkish

aklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan ağaç türü ve çiçeği (wistaria sinensis)

SALKIM : Turkish Turkish

topla atılan demir parçaları

SALKIM AĞACI : Turkish Turkish

akasya

SALKIM SAÇAK : Turkish Turkish

dağınık, düzensiz bir durumda

SALKIM SAÇAK : Turkish Turkish

parçalara ayrılmış

SALKIM SALKIM : Turkish Turkish

öbek öbek, küme küme

SALKIM TOPU : Turkish Turkish

çevreye dağılan mermi parçaları atan top

SALKIMAK : Turkish Turkish

gevşeyip sarkmak, pörsümek

SALKIMLI : Turkish Turkish

salkım biçiminde çiçekleri olan (bitki)

SALKIMSI : Turkish Turkish

salkımı andıran

SALKIMSÖĞÜT : Turkish Turkish

dalları ve yaprakları yere sarkan bir çeşit söğüt (salix babylonica)

SALLABAŞ : Turkish Turkish

aşı sürekli sallanan

SALLABAŞ : Turkish Turkish

her sözü düşünmeden onaylayan

SALLABAŞLIK : Turkish Turkish

aşın sürekli sallanması durumu

ŞALLAK : Turkish Turkish

çıplak

ŞALLAK : Turkish Turkish

giyimine özen göstermeyen (kimse)

ŞALLAK MALLAK : Turkish Turkish

çırılçıplak