Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SARAÇLIK : Turkish Turkish

saracın işi

SARAHAT, -Tİ : Turkish Turkish

açık, belli, anlaşılır olma durumu

SARAHATEN : Turkish Turkish

açıkça, apaçık, açıktan açığa

SARAK : Turkish Turkish

yapı yüzeylerinde yatay, enli, az çıkıntılı, süslü ya da düz silme

SARAKA : Turkish Turkish

alay, °istihza

SARAKA ETMEK : Turkish Turkish

iriyle alay etmek, eğlenmek

SARAKACI : Turkish Turkish

alaycı, °müstehzi

SARALI : Turkish Turkish

sara hastalığı olan (kimse)

ŞARAMPOL : Turkish Turkish

karayollarının kenarında, yol düzeyinden aşağıda kalan bölüm

SARAMSI : Turkish Turkish

nöbetleri saraya benzeyen (hastalık)

ŞARAP : Turkish Turkish

üzüm ya da başka meyve sularını türlü yöntemlerle mayalandırarak elde edilen alkollü içki, °mey

ŞARAP TORTUSU RENGİ : Turkish Turkish

mora çalan kırmızı, °bordo

ŞARAPÇI : Turkish Turkish

şarap yapan ya da satan kimse

ŞARAPÇI : Turkish Turkish

çok şarap içen, şaraba düşkün (kimse)

ŞARAPÇILIK : Turkish Turkish

şarap yapma ve satma işi

ŞARAPHANE : Turkish Turkish

şarap yapılan yer

ŞARAPHANE : Turkish Turkish

şarap satılan ya da içilen yer

ŞARAPLI : Turkish Turkish

şarap katılmış olan

ŞARAPNEL : Turkish Turkish

ıçi misket dolu top mermisi

ŞARAPRENGİ, -Nİ : Turkish Turkish

kırmızı şarabın rengi

ŞARAPRENGİ, -Nİ : Turkish Turkish

u renkte olan

SARARIP SOLMAK : Turkish Turkish

giderek daha çok solmak

SARARIŞ : Turkish Turkish

sararmak eylemi ya da biçimi

SARARMA : Turkish Turkish

sararmak eylemi

SARARMAK : Turkish Turkish

sarı olmak, rengi sarıya dönmek: yapraklar sarardı