Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SARF ETMEK : Turkish Turkish

kullanmak

SARFINAZAR : Turkish Turkish

sayılmasa da, vazgeçilse de, bir yana bırakılsa da

SARFINAZAR ETMEK : Turkish Turkish

hesaba katmamak, saymamak, vazgeçmek

SARFİYAT, -TI : Turkish Turkish

tüm harcamalar, masraflar: bir yıllık sarfiyat

SARGI : Turkish Turkish

esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit

SARGI : Turkish Turkish

ir elektrik makinesinde ya da aygıtında aynı devreyi oluşturan iletkenlerin tümü

SARGI : Turkish Turkish

vücudun bir bölümünü yerinde ya da baskı altında tutmak amacıyla uygun biçimde sarılmış şerit

SARGILAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi sargıyla sarmak

SARGILI : Turkish Turkish

sargı sarılmış, sargısı olan

SARGILIK : Turkish Turkish

puronun dış sargısı olarak kullanılan tütün yağrağı

SARGIN : Turkish Turkish

candan, içten, yürekten

SARHOŞ : Turkish Turkish

alkollü içki ya da keyif verici bir madde nedeniyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, esri, °mest, °sermest

SARHOŞ : Turkish Turkish

hoşa giden bir nedenle kendinden geçmiş olan

SARHOŞ : Turkish Turkish

ir şeyden çok fazla mutluluk duyan

SARHOŞ ETMEK : Turkish Turkish

(alkol ya da keyif verici madde) sarhoş olmasına yol açmak

SARHOŞ OLMAK : Turkish Turkish

sarhoş bir duruma gelmek, esrimek

SARHOŞLAŞMA : Turkish Turkish

sarhoşlaşmak eylemi

SARHOŞLAŞMAK : Turkish Turkish

sarhoş duruma gelmek, sarhoş olmak

SARHOŞLUK : Turkish Turkish

sarhoş olma durumu, esriklik

SARİ : Turkish Turkish

(hintçeden) hint kadınlarına özgü giysi ve bu giysinin yapıldığı kumaş

SARI : Turkish Turkish

güneş ışığının ayrışma tayfında yeşil ile portakalrengi arasında olan renk, altının, kükürdün, limonun rengi

SARI : Turkish Turkish

u renkte olan: sarı defter

SARI : Turkish Turkish

soluk, solgun: bugün seni sarı gördüm

SÂRİ : Turkish Turkish

aşkasına geçen, geçici

SÂRİ : Turkish Turkish

ulaşıcı, bulaşan (sayrılık)