Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SARIKIZ : Turkish Turkish

esrar

SARIKIZ : Turkish Turkish

ınek

SARIKLI : Turkish Turkish

aşına sarık sarmış olan, sarığı olan: sarıklı ihtiyarlar camiye girdi

SARIKLI : Turkish Turkish

müslüman din adamı, hoca

ŞARIL ŞARIL : Turkish Turkish

suyun bol ve sesli akmısını anlatır

SARILAŞMA : Turkish Turkish

sarılaşmak eylemi

SARILAŞMAK : Turkish Turkish

sarı bir renk almak, sararmak

ŞARILDAMA : Turkish Turkish

şarıldamak eylemi

ŞARILDAMAK : Turkish Turkish

(su için) bol bol akarak ses çıkarmak

SARILGAN : Turkish Turkish

sapı yakınındaki başka bitkilere ya da başka nesnelere sarılıp yükselen, otsu ya da odunsu (sap, bitki)

SARILGAN GÖVDE : Turkish Turkish

tutunup sarılmaya yarayan uzun sürgün

SARILGANLIK : Turkish Turkish

sarılgan bitkilerin özelliği

SARILI : Turkish Turkish

üstünde sarı renk bulunan: basmanın sarı çiçekleri vardı

SARILI : Turkish Turkish

sarılmış olan

SARILIK : Turkish Turkish

sarı olma durumu

SARILIK : Turkish Turkish

sarı renk

SARILIK : Turkish Turkish

safradaki boya maddesinin kana karışması sonucu, gözaklarının ve cildin sararmasına yol açan hastalık

SARILIKLI : Turkish Turkish

sarılığa yakalanmış hasta

SARILIŞ : Turkish Turkish

sarılmak eylemi ya da biçimi

SARILIŞMA : Turkish Turkish

sarılışmak eylemi

SARILIŞMAK : Turkish Turkish

irbirine sarılmak

SARILMA : Turkish Turkish

sarılmak eylemi

SARILMAK : Turkish Turkish

sarmak eylemi yapılmak

SARILMAK : Turkish Turkish

ir şeyin üzerine bir ya da birkaç kez dolanmak

SARILMAK : Turkish Turkish

kollarını dolamak, kucaklamak