Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAYMANLIK : Turkish Turkish

hesap işlerinin görüldüğü yer, °muhasebe, °muhasiplik

SAYMAZLIK : Turkish Turkish

saygı göstermeme durumu

SAYRI : Turkish Turkish

sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan (canlı), hasta

SAYRIL : Turkish Turkish

sayrılıkla ilgili, °marazi

SAYRILAREVİ, -Nİ : Turkish Turkish

sayrıların yatırılarak sağaltıldığı sağlık kurumu, hastane

SAYRILIK : Turkish Turkish

organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla fizyolojik görevlerin bozulması durumu, °hastalık, °maraz, esenlik karşıtı

SAYRILIK : Turkish Turkish

aşırı düşkünlük, tutku

SAYRIMSAK : Turkish Turkish

gerçekte sayrı olmadığı halde kendini sayrı gösteren

SAYRIMSAMAK : Turkish Turkish

gerçekte sayrı olmadığı halde kendini sayrı göstermek, °temaruz etmek

SAYVAN : Turkish Turkish

güneşten, yağmurdan korunmak için ya da süs olarak bir şeyin ön kısmına çekilen, gölgelik

SAYVAN : Turkish Turkish

süs olarak kumaş kıyılarına geçirilen kırma

SAYVAN : Turkish Turkish

evlere bitişik, önü açık, direkler üzerine oturtulmuş, üzeri örtülü yer

SAYVAN : Turkish Turkish

kulakkepçesi

SAYVANT : Turkish Turkish

ağıl, mandıra

SAZ : Turkish Turkish

ınce kamış, hasırotu, kiliz, kofa

SAZ : Turkish Turkish

sazdan yapılmış

SAZ : Turkish Turkish

her tür müzik aracı, çalgı

SAZ : Turkish Turkish

türk halk müziğinde bağlama, cura gibi telli müzik araçlarının genel adı

SAZ : Turkish Turkish

türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı

SAZ : Turkish Turkish

çalgı takımı

ŞAZ : Turkish Turkish

ayrık, kuraldışı, °müstesna

SAZ BENİZLİ : Turkish Turkish

solgun, sarı renkli

SAZ ŞAİRİ : Turkish Turkish

saz çalarak şiirler, deyişler ve destanlar söyleyen halk sanatçısı, halk ozanı

SAZ SEMAİSİ : Turkish Turkish

faslın3 en son çalınan sözsüz parçası

SAZ TAKIMI : Turkish Turkish

ut, keman, kanun gibi doğuya özgü müzik araçlarını çalanların oluşturduğu çalgı takımı