Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAZAK : Turkish Turkish

kuvvetli soğuk esen yel, poyraz

SAZAK : Turkish Turkish

ataklık, sazlık

SAZAN : Turkish Turkish

sazangillerden, avrupa, asya, ve amerika'nın tatlı sularında yaşayan, eti beğenilen kemikli bir balık (cyprinus carpio)

SAZANGİLLER : Turkish Turkish

tatlı sularda yaşayan kemikli balıkların geniş bir familyası

SAZBİÇER : Turkish Turkish

göl ya da akarsulardaki su bitkilerini kesmekte yararlanılan makine

SAZCI : Turkish Turkish

saz çalan kimse

SAZCI : Turkish Turkish

saz yapan ya da satan kimse

SAZCILIK : Turkish Turkish

saz çalma ya da saz yapıp satma işi

SAZENDE : Turkish Turkish

sazcı

SAZLI : Turkish Turkish

saz çalınarak yapılan

SAZLI : Turkish Turkish

ıçinde, çevresinde saz bulunan

SAZLI SÖZLÜ : Turkish Turkish

saz çalınarak, şarkı söylenerek yapılan (eğlence)

SAZLIK : Turkish Turkish

çok saz yetişmiş olan yer

SAZOTU : Turkish Turkish

soğuk ve ılıman bölge bitkisi

SB : Turkish Turkish

antimon'un simgesi

SC : Turkish Turkish

skandiyum'un simgesi

SE : Turkish Turkish

selenyum'un simgesi

ŞE : Turkish Turkish

ş harfinin adı

ŞEAMET, -Tİ : Turkish Turkish

uğursuzluk, kademsizlik. °nuhuset

SEANS : Turkish Turkish

mesleğini ya da sanatını yapan bir kimsenin yanında, o kimsenin mesleğiyle ilgili bir iş için harcanan süresi belli, yinelenebilir zaman dilimi

SEANS : Turkish Turkish

sinema, tiyatro, konser gibi sanat dallarında yapılan gösterilerden her biri

SEANS : Turkish Turkish

aralıksız bir iş için harcanan süre

SEBAT ETMEK ( YA DA GÖSTERMEK) : Turkish Turkish

sözünden ya da kararından dönmemek, bir işi sonuna değin götürmek, direşmek

SEBAT, -TI : Turkish Turkish

sözünden ya da kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direnme, direşme

SEBATKÂR : Turkish Turkish

direşken, °sebatlı