Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞEHRİYELİ : Turkish Turkish

şehriyeyle yapılan

ŞEHVANİ : Turkish Turkish

şehvetle ilgili, kösnül. °şehevi

ŞEHVANİ : Turkish Turkish

şehvete aşırı derecede düşkün olan (kimse), şehvetli

ŞEHVANİYET, -Tİ : Turkish Turkish

şehvetli olma durumu, kösnüllük, °erotizm

SEHVEN : Turkish Turkish

yanlışlıkla

ŞEHVET, -Tİ : Turkish Turkish

cinsel istek, kösnü

ŞEHVET, -Tİ : Turkish Turkish

aşırı istek

ŞEHVETLİ : Turkish Turkish

cinsel isteği olan, kösnülü

ŞEHVETLİ : Turkish Turkish

aşırı isteği olan

ŞEHVETPEREST : Turkish Turkish

şehvete, cinsel isteklerine aşırı derecede düşkün olan

ŞEHZADE : Turkish Turkish

padişahların ve oğullarının erkek çocuklarına verilen san

ŞEHZADELİK : Turkish Turkish

şehzade olma durumu

ŞEHZADELİK : Turkish Turkish

şehzadenin görevi

SEK : Turkish Turkish

ıçine su, başka bir içki ya da bir sıvı karıştırılmamış (içki)

SEK : Turkish Turkish

(ıçki için) ıçine su ya da bir başka içki karıştırmadan

ŞEK, -KKİ : Turkish Turkish

sanı. °şüphe

SEKANT, -TI : Turkish Turkish

kesen

SEKANT, -TI : Turkish Turkish

(trigonometride bir açının sekantı) bu açının kosinüsünün tersi

ŞEKAVET : Turkish Turkish

haydutluk, soygunculuk

SEKBAN : Turkish Turkish

osmanlılarda, sınır boylarında görev yapan bir sınıf asker

SEKBAN : Turkish Turkish

eyalet paşaları ve sancak beylerine bağlı olarak görev yapan bir sınıf asker

SEKBANBAŞI : Turkish Turkish

osmanlı ordusunda sekbanların komutanı

SEKEL : Turkish Turkish

herhangi bir hastalık sonrası oluşan doku bozukluğu

SEKELEMEK : Turkish Turkish

tek ayak üstünde sıçrayarak yürümek

SEKENDİZ : Turkish Turkish

satürn, °zühal