Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SEFİR : Turkish Turkish

elçi

SEFİRE : Turkish Turkish

ayan elçi

SEFİRE : Turkish Turkish

elçi karısı

SEFİRİ KEBİR : Turkish Turkish

üyükelçi

SEFİRLİK : Turkish Turkish

elçilik

ŞEFKAT, -Tİ : Turkish Turkish

acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik

ŞEFKATÇİÇEĞİ : Turkish Turkish

zambakgillerden mavi, beyaz çok güzel çiçekleri olan bir bitki

ŞEFKATLİ : Turkish Turkish

acıyarak ve koruyarak seven, sevecenlikle davranan, sevecen. °müşfik

ŞEFKATLİLİK : Turkish Turkish

sevecenlik

ŞEFKATSİZ : Turkish Turkish

sevecen olmayan. sevecenlikle davranmayan, katı yürekli

ŞEFKATSİZLİK : Turkish Turkish

sevecen olmama durumu, katı yüreklilik

ŞEFLİK : Turkish Turkish

şef olma durumu

ŞEFLİK : Turkish Turkish

şefin çalıştığı daire

ŞEFTALİ : Turkish Turkish

gülgillerden, ılıman bölgelerde yetişen bir ağaç (prunus persica)

ŞEFTALİ : Turkish Turkish

u ağacın tatlı ve sulu meyvesi

SEĞ : Turkish Turkish

şap

SEGÂH : Turkish Turkish

türk müziğinde si perdesi ve bu perdedeki makam

SEĞİRDİM : Turkish Turkish

yaya koşusu

SEĞİRDİM : Turkish Turkish

top atıldığında kundağın geri tepmesi

SEĞİRDİM : Turkish Turkish

değirmene su veren oluğun eğimi

SEĞİRDİM : Turkish Turkish

yeniçeri mutfakları için kullanılan etleri taşıyan hayvanların ön ve arkalarında yürüyen yeniçeri

SEĞİRDİM YOLU : Turkish Turkish

kale bedenlerinde korunmalı yol

SEĞİRDİM YOLU : Turkish Turkish

han odaları önünde dar yol

SEĞİRME : Turkish Turkish

seğirmek eylemi

SEĞİRMEK : Turkish Turkish

hafif kımıldamak ve daha çok, vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak