Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SEFERBER OLMAK : Turkish Turkish

ir iş, bir amaç için, birçok kimse bütün olanaklarıyla girişmek

SEFERBERLİK : Turkish Turkish

ir ülkenin silahlı kuvvetlerini savaşa hazır duruma getiren, ülkenin ekonomisini, yönetimini savaş gereklerine uyacak duruma sokan hazırlık ve önlemlerin tümü

SEFERBERLİK : Turkish Turkish

u durumun ilan edildiği ya da savaşın sürdüğü dönem

SEFERBERLİK : Turkish Turkish

ir alanda başarı sağlamak amacıyla bütün olanakları kullanarak yapılan yoğun çalışma

SEFERBERLİK İLAN ETMEK : Turkish Turkish

ir ülkenin kara, hava, deniz kuvvetlerini savaşa hazır duruma getirmek için gerekli duyuruyu yapmak

SEFERİ : Turkish Turkish

yolculukla ilgili olan

SEFERİ : Turkish Turkish

savaşla ilgili olan

SEFERİ : Turkish Turkish

yolcu olduğundan, dince oruç tutmak ve namaz kılmak zorunda olmayan (kimse)

SEFERLİK : Turkish Turkish

herhangi bir keze yetecek miktarda

SEFERTASI GİBİ : Turkish Turkish

her katında birer odası olan (yüksek ev)

SEFERTASI, -NI : Turkish Turkish

yemek taşımakta kullanılan ve birbiri üzerine konulup bir sapa geçirilen kaplar takımı ya da bunlardan her biri

ŞEFFAF : Turkish Turkish

saydam

ŞEFFAFLAŞMA : Turkish Turkish

saydamlaşma

ŞEFFAFLAŞMAK : Turkish Turkish

saydamlaşmak

ŞEFFAFLAŞTIRMA : Turkish Turkish

saydamlaştırma

ŞEFFAFLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

saydamlaştırmak

ŞEFFAFLIK : Turkish Turkish

saydamlık

ŞEFGARSON : Turkish Turkish

aşgarson, °metrdotel

SEFİH : Turkish Turkish

zevk ve eğlenceye düşkün, uçarı

ŞEFİK : Turkish Turkish

sevecen, şefkatli, °müşfik

SEFİL : Turkish Turkish

sefalet çeken, yoksul

SEFİL : Turkish Turkish

alçak

SEFİLLİK : Turkish Turkish

yoksulluk

SEFİLLİK : Turkish Turkish

alçaklık

SEFİNE : Turkish Turkish

gemi