Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SEÇMEK, -ER : Turkish Turkish

üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek

SEÇMEK, -ER : Turkish Turkish

ne olduğunu anlamak, °fark etmek

SEÇMEK, -ER : Turkish Turkish

kolay beğenmemek, ayrım yapmak

SEÇMELER : Turkish Turkish

seçme yazılar ya da yapıtlar, °müntahabat

SEÇMELİ : Turkish Turkish

ıstediğini seçmekte ya da yapıp yapmamakta serbest olan, °muhayyer

SEÇMELİ : Turkish Turkish

zorunlu olmayan

SEÇMEN : Turkish Turkish

seçimde oy verme hakkı olan kimse, °müntahip

SEÇMEN KÜTÜĞÜ : Turkish Turkish

seçmen adlarının yazılı olduğu liste, defter

SEÇMENLİK : Turkish Turkish

seçmen olma durumu

SEÇTİRME : Turkish Turkish

seçtirmek eylemi

SEÇTİRMEK : Turkish Turkish

seçmek eylemini yaptırmak

SEDA : Turkish Turkish

ses, sada

SEDALI : Turkish Turkish

sesli, sadalı

SEDALI : Turkish Turkish

ünlü

SEDALI : Turkish Turkish

ötümlü

ŞEDARABAN : Turkish Turkish

türk müziğinde bir şet makam

SEDASIZ : Turkish Turkish

sessiz, sadasız

SEDASIZ : Turkish Turkish

ünsüz

SEDASIZ : Turkish Turkish

ötümsüz

ŞEDDADİ : Turkish Turkish

çok büyük ve sağlam (yapı)

ŞEDDE : Turkish Turkish

arap yazısında, bir ünsüzün iki kez okunması gerektiğini gösteren harfin üstüne konulan im

ŞEDDELİ : Turkish Turkish

üzerinde şedde imi bulunan ya da yan yana iki tane imiş gibi okunan (harf)

ŞEDDELİ EŞEK : Turkish Turkish

çok kaba ve yeteneksiz

SEDEF : Turkish Turkish

midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan, sedefçilikte kullanılan, pırıltılı, beyaz, sert bir madde

SEDEF : Turkish Turkish

u maddeden yapılmış ya da bu madde ile süslenmiş