Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞEF : Turkish Turkish

aş, yönetici durumda bulunan

SEFA : Turkish Turkish

gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma, °safa

SEFA : Turkish Turkish

eğlence °zevk, °neşe

SEFA ( YA DA SEFALAR) BULDUK : Turkish Turkish

"sefa geldin ya da sefalar geldiniz" sözüne "teşekkür ederim" anlamında karşılık olarak kullanılır

SEFA GELDİN ( YA DA SEFA GELDİNİZ) : Turkish Turkish

hoş geldin ya da hoş geldiniz anlamında kullanılan ağırlama, karşılama sözü

SEFA GELDİNE GİTMEK : Turkish Turkish

ir kente, bir mahalleye yeni gelen ya da geziden dönen birine ziyarete gitmek

SEFA PEZEVENGİ : Turkish Turkish

zevk ve eğlenceye düşkün (kimse)

SEFA SÜRMEK : Turkish Turkish

ahat, sakin ve eğlenceli yaşamak

ŞEFAAT ETMEK : Turkish Turkish

irinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için aracılık etmek

ŞEFAAT, -Tİ : Turkish Turkish

irinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle bir başkası arasında yapılan aracılık, özellikle de tanrı ile kul arasında yapılan aracılık

ŞEFAATÇİ : Turkish Turkish

irisi için şefaatte bulunan, şefaat eden kimse

SEFAHAT, -Tİ : Turkish Turkish

zevk ve eğlenceye düşkünlük, uçarılık

SEFAHAT, -Tİ : Turkish Turkish

eğlence

SEFALET ÇEKMEK : Turkish Turkish

yoksul ve perişan yaşamak

SEFALET, -Tİ : Turkish Turkish

yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı

SEFARET, -Tİ : Turkish Turkish

elçinin görevi

SEFARET, -Tİ : Turkish Turkish

elçinin orunu, °sefarethane

SEFARETHANE : Turkish Turkish

elçilik

SEFARETNAME : Turkish Turkish

osmanlı devleti elçilerinin görevli bulunduğu yer ile ilgili yazdıkları yapıt

SEFASINI SÜRMEK : Turkish Turkish

ir durumun getirdiği, sağladığı olanaklardan yararlanmak

SEFER : Turkish Turkish

yolculuk

SEFER : Turkish Turkish

genellikle yurt dışına yapılan askeri hareket, savaşa gitme, savaş

SEFER : Turkish Turkish

kez, yol, °kere, °defa

SEFERBER : Turkish Turkish

savaşa hazırlanmış ya da girmiş (askeri devlet ya da birlik)

SEFERBER ETMEK : Turkish Turkish

ir iş, bir amaç için bütün olanakları kullanmak