Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SERACILIK : Turkish Turkish

sera yapma işi

SERACILIK : Turkish Turkish

serada sebze yetiştirme işi

ŞERAİT, -Tİ : Turkish Turkish

koşullar, şartlar

SERAK : Turkish Turkish

dik yerlerden inen buzullarda, derin yarılmalar nedeniyle buz parçalarının koparak aşağıya düşmesi

SERAMİK : Turkish Turkish

yüksek ısıda pişirilmiş toprak, fayans, porselen yapımıyla ilgili olan

SERAMİK : Turkish Turkish

yüksek ısıda pişirilmiş topraktan yapılan vazo, çanak, çömlek gibi nesne

SERAMİKÇİ : Turkish Turkish

seramikle uğraşan kimse

SERAMİKÇİLİK : Turkish Turkish

seramik yapma sanatı

SERAMİKÇİLİK : Turkish Turkish

çömlekçilik

SERAMİKLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

camı özel bir işlemle seramiğe benzetmek

ŞER'AN : Turkish Turkish

şeriat bakımından

SERAP : Turkish Turkish

ilgım, yalgın, pusarık

SERAPA : Turkish Turkish

aştan başa, bütün olarak

ŞERARE : Turkish Turkish

kıvılcım, çakım, çakın

SERASKER : Turkish Turkish

sadrazamlık göreviyle yükümlü olmayan ve osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin sanı

SERASKER KAPISI : Turkish Turkish

seraskerin resmi görevi

SERASKERLİK : Turkish Turkish

seraskerin görevi ya da orunu

SERAZAT : Turkish Turkish

serbest ve özgür

SERBAZ : Turkish Turkish

yürekli, korkusuz olan (kimse)

SERBEST BIRAKMAK : Turkish Turkish

(tutuklu ya da gözaltında bulunan birini) serbest, özgür duruma getirmek, °tahliye etmek, salıvermek

SERBEST GÜREŞ : Turkish Turkish

tehlikeli olabilecek kimi oyunların dışında vücudun her yanına oyun uygulanabilen bir güreş türü

SERBEST MESLEK (İŞ YA DA ÇALIŞMA) : Turkish Turkish

esmi ya da yarı resmi meslekler dışında kalan meslek ya da iş

SERBEST VURUŞ : Turkish Turkish

merkez çizgisinin dışındaki bir noktada, bir oyuncunun kuraldışı davranışta bulunması üzerine, bu noktadan karşı takım oyuncularının yaptığı vuruş, °frikik

SERBEST, -Tİ : Turkish Turkish

hiçbir koşula bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin

SERBEST, -Tİ : Turkish Turkish

tutuklu ya da bağımlı olmayan, özgür, °hür