Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞERBETLENMEK : Turkish Turkish

yılan vb. hayvanların sokmaması ya da soktuğunda zehirinin etkisiz olması için afsunlanmak

ŞERBETLENMEK : Turkish Turkish

tarımda toprağın verimini arttırmak için bitkiye gübre suyu verilmek

ŞERBETLİ : Turkish Turkish

şerbeti olan, şerbet katılmış olan

ŞERBETLİ : Turkish Turkish

yılan vb. hayvanların sokmasından zarar görmeyen

ŞERBETLİ : Turkish Turkish

kötü davranmayı, kötü işler yapmayı huy edinmiş olan

ŞERBETLİ : Turkish Turkish

kendisine kötü davranılmasına alışmış olan

ŞERBETLİK : Turkish Turkish

şerbet yapmaya yarayan ya da şerbet yapmak için ayrılmış olan

ŞERBETSİZ : Turkish Turkish

şerbeti olmayan

ŞERBETSİZ : Turkish Turkish

yılan vb. hayvanların sokmasına karşı şerbeti olmayan

ŞERBETSİZ : Turkish Turkish

şerbet3 verilmemiş olan

ŞERÇ : Turkish Turkish

anüs, dışkılık, makat

SERÇE : Turkish Turkish

serçegillerden, insanlara yakın yerlerde yaşayan, kışın göçmeyen, koyu boz renkli, küçük, ötücü bir kuş (passer domesticus)

SERÇEDEN KORKAN DARI EKMEZ : Turkish Turkish

tehlikeleri gözde büyüterek işe girişmekte çekingen davrananlar amaçlarına ulaşamazlar

SERÇEGİLLER : Turkish Turkish

gagaları koni biçiminde, böcek, meyve vb. ile beslenen, örnek hayvanı serçe olan kuşlar sınıfı

SERÇEPARMAK : Turkish Turkish

eş parmağın en küçüğü

SERÇİN : Turkish Turkish

mekik dili

SERÇİN : Turkish Turkish

seçme, seçkin olan

SERDAR : Turkish Turkish

(osmanlı ımparatorluğu'nda) başkomutan

SERDE...VAR : Turkish Turkish

sözü edilen kimsedeki bir niteliği biraz alay ederek anlatır

SERDENGEÇTİ : Turkish Turkish

fedai

SERDENGEÇTİLİK : Turkish Turkish

fedailik

SERDETME : Turkish Turkish

serdetmek eylemi

SERDETMEK : Turkish Turkish

ıleri sürmek

SERDİRME : Turkish Turkish

serdirmek eylemi

SERDİRMEK : Turkish Turkish

sermek eylemini yaptırmak