Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞERHA : Turkish Turkish

dilim, parça

ŞERHA : Turkish Turkish

yara

SERHAT, -DDİ : Turkish Turkish

sınır boyu

SERİ : Turkish Turkish

herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi2, sıra

SERİ : Turkish Turkish

ir fabrika ya da atölyenin uzun bir süre aynı iş üzerinde çalıştığı üretim tipi

SERİ : Turkish Turkish

hızlı

SERİAN : Turkish Turkish

çabuk, çarçabuk

ŞERİAT, -TI : Turkish Turkish

kuran'daki ayetlerden, peygamberin sözlerinden çıkarılan, dinsel temellere dayanan müslümanlık yasası, ıslam hukuku

ŞERİATÇI : Turkish Turkish

şeriat yasalarının uygulanmasını isteyen (kimse)

ŞERİATÇILIK : Turkish Turkish

şeriatçı olma durumu, şeriat yanlısı

ŞERİATIN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ : Turkish Turkish

yasaların uygun gördüğü cezaya katlanmak gerekir

SERİCİ : Turkish Turkish

karayollarında katran ya da asvalt yapım gerecini serip yayan aygıt

ŞERİF : Turkish Turkish

kutsal, şerefli

ŞERİF : Turkish Turkish

soylu, temiz

ŞERİF : Turkish Turkish

üyük britanya'da kendi bölgesi içinde kralı temsil eden, yasalara saygı gösterilmesini sağlamakla görevli yönetici

ŞERİF : Turkish Turkish

amerika birleşik devletleri'nde seçimle işbaşına gelen, hukuksal yetkisi sınırlı olan yönetici

SERİGRAFÇI : Turkish Turkish

serigrafi yöntemiyle baskı yapan

SERİGRAFİ : Turkish Turkish

kalıpla baskı yapma yöntemi

ŞERİK, -Kİ : Turkish Turkish

ortak

SERİLİ : Turkish Turkish

serilmiş, yayılmış

SERİLİ : Turkish Turkish

sıradan olan, diziden olan

SERİLİP SERPİLMEK 1) : Turkish Turkish

ahat bir biçimde yatmak

SERİLİP SERPİLMEK 1) : Turkish Turkish

gelişmek

SERİLİP YATMAK : Turkish Turkish

ahat bir biçimde yatmak

SERİLİŞ : Turkish Turkish

serilmek eylemi ya da biçimi