Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞERİRLİK : Turkish Turkish

şerir olma durumu, kötülükçülük

SERİŞ : Turkish Turkish

sermek eylemi ya da biçimi

ŞERİT : Turkish Turkish

dar, uzun parça ve özellikle dokuma ya da kumaş parçası

ŞERİT : Turkish Turkish

dar, uzun kıyı parçası

ŞERİT : Turkish Turkish

herhangi bir maddenin dar, düz ince ve uzun parçası

ŞERİT : Turkish Turkish

ir karayolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri

ŞERİT : Turkish Turkish

şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve kimisi metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, °tenya (taenia)

ŞERİT : Turkish Turkish

koşut ve birbirine yakın iki çizgi arasında kalan alan parçası; tayfda birbirine yakın iki dalga boyu arasında kalan parça

ŞERİT METRE : Turkish Turkish

ezden yapılmış, sarılmaya uygun metre

ŞERİTGİLLER : Turkish Turkish

şeritler

ŞERİTLEME : Turkish Turkish

şeritlemek eylemi

ŞERİTLEMEK : Turkish Turkish

şerit geçirmek, şeritle süslemek

ŞERİTLER : Turkish Turkish

vücutları şerit biçiminde ve parçalı olan, asalak olarak insan ya da hayvanların bağırsaklarında yaşayan yassı solucanlar takımı

SERKEŞ : Turkish Turkish

kafa tutan, başkaldıran

SERKEŞÇE : Turkish Turkish

ınatla, dikkafalılıkla

SERKEŞLİK : Turkish Turkish

kafa tutma, başkaldırma

SERLEVHA : Turkish Turkish

(yazılarda) başlık

SERMAYE : Turkish Turkish

anamal, °kapital

SERMAYE : Turkish Turkish

varlık, °servet

SERMAYE : Turkish Turkish

konu

SERMAYE : Turkish Turkish

genelev kadını

SERMAYECİ : Turkish Turkish

ir işe anamal koyan kimse, anamalcı, °kapitalist

SERMAYECİLİK : Turkish Turkish

sermayeci olma durumu

SERMAYEDAR : Turkish Turkish

sermayesi olan

SERMAYEDAR : Turkish Turkish

sermayeci, anamalcı, °kapitalist