Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SESÖLÇER : Turkish Turkish

seslerin yüksekliğini, kaynağını ölçmeye yarayan aygıt, °sonometre

SESÖTESİ, -Nİ : Turkish Turkish

frekansı 20 khz den büyük olan titreşimler

ŞEŞPER : Turkish Turkish

savaş aygıtlarından altıdilimli topuz

SESSİZ : Turkish Turkish

sesi olmayan, sesi çıkmayan, sesi duyulmayan

SESSİZ : Turkish Turkish

ses, gürültü çıkarmadan yapılan

SESSİZ : Turkish Turkish

az konuşan, suskun, °sükûti

SESSİZ : Turkish Turkish

yumuşak huylu, kendi halinde ve sakin (kimse)

SESSİZ : Turkish Turkish

ses ve gürültü çıkarmadan

SESSİZ : Turkish Turkish

gürültülü ve hareketli olmayan

SESSİZ : Turkish Turkish

à ünsüz

SESSİZ FİLM ( YA DA SİNEMA) : Turkish Turkish

görüntülerin yanı sıra bu görüntülere ilişkin sesi vermeyen film (sinema)

SESSİZ SEDASIZ : Turkish Turkish

sakin, kendi halinde (kimse)

SESSİZ SEDASIZ : Turkish Turkish

kimse duymadan, görmeden, sessiz ve gürültüsüz bir biçimde

SESSİZ YÜRÜYÜŞ : Turkish Turkish

ir düşünce, davranış ya da uygulamayı haksız, yersiz bularak karşı çıkmak amacıyla toplu ve sessiz olarak yapılan yürüyüş

SESSİZCE : Turkish Turkish

sessiz bir biçimde, sessiz olarak

SESSİZLEŞME : Turkish Turkish

sessizleşmek eylemi

SESSİZLEŞMEK : Turkish Turkish

sessiz duruma gelmek, sessiz olmak

SESSİZLİK : Turkish Turkish

sessiz olma durumu

SESSİZLİK : Turkish Turkish

ortalıkta gürültü olmama durumu, °sükût

SESTEŞ : Turkish Turkish

eşsesli, eşadlı, °homonim

ŞEŞÜSE : Turkish Turkish

tavla oyununda atılan zarlardan birinin altılı, öbürünün üçlü gelmesi

SESÜSTÜ : Turkish Turkish

frekansı 100 milyon hz'i aşan titreşim

SESÜSTÜ : Turkish Turkish

hızı ses hızından daha yüksek olan, °süpersonik

SESYAZAR : Turkish Turkish

önceden özel bir madde üzerine saptanmış sesleri, istenildiğinde yineleyen aygıt, °fonograf, °gramofon

ŞEŞYEK : Turkish Turkish

tavla oyununda atılan zarlardan birinin altılı, öbürünün birli gelmesi