Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SESYİTİMİ : Turkish Turkish

gırtlak yangısı ur ya da sinir felçlerinin neden olduğu sesin kasılıp yok olması, °afoni

SESYÜKSELTİCİ : Turkish Turkish

sesi yükselten huni biçimindeki aygıt, °megafon

SET ÇEKMEK : Turkish Turkish

suyun akmasını, toprağın kaymasını önlemek için duvar yapmak

SET ÇEKMEK : Turkish Turkish

ir işi, bir davranışı, bir isteği önlemek, engellemek

ŞET, -DDİ : Turkish Turkish

sıkarak bağlama, sıkma

ŞET, -DDİ : Turkish Turkish

türk müziğinde bir makamı kendi perdelerinden daha tiz ya da pes perdelerde çalma işi

SET, -Tİ : Turkish Turkish

toprağın kayıp akmasını ya da suyun yayılmasını önlemek için yapılan kalın duvar

SET, -Tİ : Turkish Turkish

ulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük

SET, -Tİ : Turkish Turkish

seki

SET, -Tİ : Turkish Turkish

ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü

SET, -Tİ : Turkish Turkish

masatopu, uçantop gibi oyunlarda maçın her bir bölümü

ŞETARET, -Tİ : Turkish Turkish

sevinç, şenlik1, °neşe

SETEN : Turkish Turkish

ulgur, yarma dövülen dibek taşı

SETİK : Turkish Turkish

vücut, el ve ayakta eklem yerleri

ŞETİM, -TMİ : Turkish Turkish

sövme, sövgü

SETİR, -TRİ : Turkish Turkish

ir şeyi örtme, gizleme

ŞETLANT : Turkish Turkish

şetlant adalarında yetişen koyun türünün yününden yapılan kumaş, örgü vb

SETLİÇ : Turkish Turkish

ıç sürdürücü bir madensuyu

SETLİÇ : Turkish Turkish

karbonat katılarak köpürtülmüş limonata

SETRE : Turkish Turkish

düz yakalı, önü ilikli bir tür ceket

SETRETME : Turkish Turkish

setretmek eylemi

SETRETMEK : Turkish Turkish

ir şeyi örtmek, gizlemek

SETRİAVRET, -Tİ : Turkish Turkish

ut yerini örtme

ŞEV : Turkish Turkish

ınişli yer, bayır

ŞEV : Turkish Turkish

eğik, eğimli, meyilli