Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HARAC : Turkish Risale

(Bak: Harec)

HARAC-GÜZAR : Turkish Risale

f. Haraç verici

HARAC-I MUKASSEME : Turkish Risale

Arazinin hâsılatından yerin tahammülüne göre alınacak bir vergidir. bu harac, hâsılata taallûk eder. Bir sene içinde hâsılat tekerrür ederse bu harac da tekerrür der. Fakat mahsulât mevcud olmayınca bu vergi de alınmazdı

HARAC-I MUVAZZAF : Turkish Risale

Tar: Arazi üzerine her dönüm başına senevi maktuan muayyen bir miktar meblağ olarak alınacak bir vergidir. Buna "harac-ı vazife" adı da verilir. Bu vergi, zimmete taalluk eder ve araziden yalnız bilfi'l intifa edilmekle değil, intifaa temekkün ile de tahakkuk eder. Binaenaleyh, böyle bir araziyi sahibi kasden muattal bırakacak olsa, vergisini yine vermek mecburiyetindedir. (O.T. D.S.)

HARAFE : Turkish Risale

Aklın bozulması. Delilik

HARAFET : Turkish Risale

Hararetiyle dili yakan tad

HARAHİR : Turkish Risale

(Harhara. C.) Tıb: Akciğerden gelen hırıltılar. * Uykuda iken horlamalar

HARAK : Turkish Risale

Ateş, nâr

HARAM : Turkish Risale

Helâl olmayan, İslâmiyetçe ve dince nehyedilen şeyler ve ameller. Allah'ın izin vermediği, men'ettiği şeyler. Helâlin zıddı olan şey

HARAM-ZADE : Turkish Risale

Gayr-ı meşru münasebetten doğmuş çocuk. Piç

HARAMİ : Turkish Risale

Katı-üt tarik, yol kesen. Haydut

HARAMİLİK : Turkish Risale

Tar: Akıncı kumandanının iştirak etmediği ufak kuvvetler tarafından düşman memleketlerine yapılan akınlar. Bu akınlara yüz ve daha fazla akıncı iştirak ederdi. Akıncı kuvvetleri yüzden az olduğu takdirde "çete" ismini alırlardı. Büyük akınlarda olduğu gibi haramilik suretiyle yapılan akınlarda da alınan esirlerden "pencik" denilen beştebir vergi alındığı halde, çeteden bu vergi alınmazdı

HARARET : Turkish Risale

Sıcaklık

HARARET-BİN : Turkish Risale

f. Termometre. Sıcaklık derecesini gösteren âlet

HARARET-İ GARÎZİYE : Turkish Risale

Vücudun normal harareti

HARARET-İ GARİZİYYENİN İLTİHAB : Turkish Risale

İnsanda şehvanî ve nefsanî hislerin galeyanda olduğu devresi

HARARET-İ GARİZİYYENİN İLTİHABI ZAMANI : Turkish Risale

İnsanda şehvanî ve nefsanî hislerin galeyanda olduğu devresi

HARARET-İ HEVÂ : Turkish Risale

Havanın harareti. Havanın sıcaklığı

HARAS : Turkish Risale

f. Dilsizlik, dilsiz olma

HARASET : Turkish Risale

Çift sürme. * Sürülen yer. Tarla. * Ekincilik, çiftçilik

HARAT : Turkish Risale

Davarın memesinde olan bir hastalık. (Sütün parça parça, ufanmış gibi çıkmasına sebep olur)

HARATÎN-İ HASSA : Turkish Risale

Osmanlılar zamanında Topkapı Sarayı'ndaki bir sınıf san'atkârın adı idi. Bunlar demir ve ağaç eşyayı tesviye ederlerdi. Bugünkü tâbirle tornacı demekti. Bileziklerden çarklara ve silâh yivlerine kadar her çeşit şey yaparlardı. (O.T.D.S.)

HARAZ : Turkish Risale

Tasadan veya aşktan dolayı zayıflayan

HARAZET : Turkish Risale

Hastalığın uzaması, derdin müzminleşmesi

HARAİB : Turkish Risale

(Harîbe. C.) Bir kimsenin geçineceği şeyler