Turkish
HUŞKCAN : Turkish Risale
f. Kalın kafalı, câhil kimse
MEYYAL-İ İNHİDÂM : Turkish Risale
Yıkılmak üzere bulunan. Neredeyse göçecek durumda olan
MEYYAN : Turkish Risale
Yalancı
MEYYİT : Turkish Risale
(Mevt. den) Ölü. Cansız. Ölmüş
MEYYİT-İ MÜTEHARRİK : Turkish Risale
Hareket halindeki ölü. * Mc: Sağ olup, gayret sahibi olmayanlara söylenir
MEYYİT-İ SÂMİTE : Turkish Risale
f. Susan ölü. Sessiz ölü. * Hareketsiz
MEYYİTE : Turkish Risale
Hayvan leşi. * Kadın cenazesi
MEYYİTÂNE : Turkish Risale
f. Ölü gibicesine. Ölmüşçesine
MEYZ : Turkish Risale
Ayırmak, birşeyi denklerinden üstün tutmak. * Bir yerden bir yere geçmek
MEYZER : Turkish Risale
(C: Meyâzir) Peştemal
MEYŞ : Turkish Risale
Halt etmek, karıştırmak. * Koyun sütünü keçi sütüne karıştırmak. * Yünü kıla karıştırmak. * Sözün birazını söyleyip, bir kısmını söylememe
MEZ' : Turkish Risale
Evmek, acele, sür'at. * Kesmek
MEZ'UB : Turkish Risale
Koyununa kurt gelen
MEZ'UK : Turkish Risale
Mesrur, neşeli, sürurlu. * Tuzlu
MEZ'UR : Turkish Risale
(Mez'ure) Korkmuş, çekinmiş
MEZA : Turkish Risale
"Geçti" mânâsına mâzi fiilidir
MEZA MA MEZA : Turkish Risale
Geçen geçti. Giden gitti
MEZABBE : Turkish Risale
Keleri çok olan yer
MEZABIT : Turkish Risale
(Mazbata. C.) Mazbatalar, tutanaklar
MEZABÎ : Turkish Risale
Yer yarmak, kazmak
MEZABİH : Turkish Risale
Mezbahalar. Hayvan kesilen yerler
MEZABİL : Turkish Risale
(Mezbele. C.) Mezbelelikler, süprüntülükler, çöplükler
MEZABİR : Turkish Risale
(Mizber. C.) Kalemler, kamışlar
MEZAD : Turkish Risale
Artırma ile yapılan satış. * Tuluk, dağarcık
MEZADE : Turkish Risale
(C.: Mezaid) Tuluk, dağarcık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani