Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KA'B : Turkish Risale

(Ölm: Hi: 32) Yahudi âlimlerinden olup İsrailiyatı İslâmiyet'e en çok aktaranlardan biridir. Hz. Ebubekir devrinde Müslüman olmuştur. Sa'lebi ve Kisai gibi İslâm tarihçileri ondan çok rivayetlerde bulunmuşlardır

KA'BERÎ : Turkish Risale

Ailesine, arkadaşına, yoldaşına, kabilesine ve halkına katılık eden, kötü ahlâklı kişi

KA'D : Turkish Risale

Çuval

KA'DE : Turkish Risale

Bir defa oturuş. Oturma. * Ist: Namazdaki bir defa oturuş. Teşehhüd için, Ettahiyyâtü duâsını okumak maksadı ile olan oturuş. Birinci oturuşa Ka'de-i ulâ, ikinciye de Ka'de-i âhire denir

KA'DEL : Turkish Risale

Yağhane sepeti

KA'F : Turkish Risale

(C.: Kıâf) Ayağı sert olarak basmak. * Ayak ile toprağı yerinden koparıp küremek. * Kap içindeki suyun tamamını içmek. * Koparmak

KA'K : Turkish Risale

Kuru ekmek. Peksimet

KA'KA : Turkish Risale

Kuru, yâbis. Meşakkatli yol. * Yemame'den Kûfe'ye giden geniş yol

KA'KA' : Turkish Risale

Korkak, zayıf kişi

KA'KAA : Turkish Risale

Silâh çatırtısı. Kılınç veya süngü gibi silâhların birbirine çarpmasından çıkan ses

KA'KEA : Turkish Risale

Men'etmek, engel olmak. * Hapsetmek

KA'M : Turkish Risale

(C.: Kiâm) Devenin ağzını bağladıkları şey. * İçinde silah saklanan kap. * Bağlamak. * Öpmek

KA'R : Turkish Risale

Karnı yemekten dolmak. * Arkası yağlı olmak

KA'R-I NÂ-YÂB : Turkish Risale

Dibi bulunmayacak derecede derin olan

KA'S : Turkish Risale

(C: Kiâs) Parmak kemiği

KA'SA : Turkish Risale

Devamlı olarak yerinde sabit olan kadın. * Arkası içerisine girdiğinden arkasını yere koyamayan kadın

KA'SEB : Turkish Risale

Büyük karınlı, kalın

KA'SELE : Turkish Risale

Yürürken bir ayağını yere sürüyüp tozutmak

KA'SERE (KA'SERÂ) : Turkish Risale

Yoğun, sağlam, kalın, katı

KA'T : Turkish Risale

Kısa boylu kimse

KA'VA' : Turkish Risale

İncikleri ince olan kadın

KA'VE : Turkish Risale

Evin ortası

KA'Z : Turkish Risale

Keçi ve sığırın, ağacın başını çekip kendine eğmesi

KA'Ş : Turkish Risale

(C.: Kuuş) Ağacın başını çekip eğmek. * Cem etmek, toplamak. * Kadınların bindiği merkep

KAA : Turkish Risale

Ev avlusu