Turkish
KAA' : Turkish Risale
Acı su
KAAKI' : Turkish Risale
Birbiri ardınca meydana gelen gök gürlemesi
KAAN : Turkish Risale
Hükümdar, hâkan
KAARET : Turkish Risale
Derinlik
KAARET-İ DERYÂ : Turkish Risale
Denizin derinliği
KAAS : Turkish Risale
Boynu göğüse girmek
KAAT : Turkish Risale
Gadap, hiddet, öfke. * Darlık. * Yaşlı koyun. * Davar memesi. * Bağırma ve çığlık şiddeti
KAB : Turkish Risale
Çok eski devir silâhlarından olan yayın kabzası (tutacak yeri) ile köşesi arasındaki mesafe, her "yay" da "iki kab" olan miktar
KAB' : Turkish Risale
Seyahat edip gezmek. * Nefesi tutulmak. * Atın burnu içinden çıkan hırıltı
KAB-I KAVSEYN : Turkish Risale
İmkân ve vücub ortasında bir makam. * İki yay uzaklığı mesafesi.(... İşte mevcudatın en eşrefi olan zihayat; ve zihayat içinde en eşref olan zişuur; ve zişuur içinde en eşref olan hakiki insan; ve hakiki insan içinde geçmiş vezaifi en azamî bir derecede, en ekmel bir surette ifa eden zât, elbette o mi'rac-ı azîm ile Kab-ı Kavseyn'e çıkacak, Saadet-i Ebediye kapısını çalacak, hazine-i Rahmetini açacak, imanın hakaik-ı gaybiyesini görecek, yine o olacaktır. S.)
KABA' : Turkish Risale
(C.: Akbiye) Üste giyilen elbise. Kaftan, cübbe
KABA'SER : Turkish Risale
(C.: Kabâis) Büyük, kuvvetli, sağlam. Zayıf deve yavrusu. * Deniz canavarlarından bir canavar
KABA-YI ÂHENİN : Turkish Risale
Demirden yapılmış elbise. Zırh
KABADAYI : Turkish Risale
Mc: Cesur, kahraman, cengâver. Eskiden kabadayılar ağırbaşlı, fenalıktan kaçınır, iyiliği sever insanlar oldukları için muhitlerinde hürmet görürlerdi. (O.T.D.S.) * Kimseden korkmaz görünerek şuna buna meydan okuyan kimse, yiğit taslağı
KABAHAT : Turkish Risale
Kusur, çirkin iş, tekdir edilmeğe müstehak hareket
KABAHÂT : Turkish Risale
(Kabahat. C.) Kusurlar, kabahatler. Suçlar, çirkin hareketler
KABAKULAK : Turkish Risale
Tıb: Daha ziyade tükrük bezlerini şişiren bulaşıcı ve ateşli bir hastalık
KABALE : Turkish Risale
Kadı'nın (hâkimin) verdiği hüccet. * Toptan, götürü ile yapılan satış. * Yahudilerin kendi cemaatlarına verdikleri vergi
KABAS : Turkish Risale
Ciğer hastalığı. * Yüksek ve kalın. * Hafiflik. * Neşat, sevinç
KABATÎ : Turkish Risale
(Kıbtî. C.) Çingeneler
KABAZA : Turkish Risale
Hız. Sür'at
KABAÇE : Turkish Risale
f. Entari. Hafif giyecek
KABAİH : Turkish Risale
(Kabayih) (Kabiha. C.) Kabahatlar. Çirkin işler, kabih haller
KABAİL : Turkish Risale
(Kabile. C.) Kabileler. Bir soydan türemiş cemaatler, silsileler
KABAİL-İ ARAB : Turkish Risale
Arap kabileleri
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani