Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
OUTBID : English Turkish Redhouse

out.bidautbîd' fiil (outbid, outbidding) (açık artırmada) (-den) daha fazla fiyat vermek

OUTBOARD : English Turkish Redhouse

out.boardaut'bôrd sıfat, denizcilikle ilgili takma motorlu, dıştan motorlu

OUTBOARD MOTOR : English Turkish Redhouse

takma motor

OUTBREAK : English Turkish Redhouse

out.breakaut'breyk isim
(istenmeyen bir olay) ortaya çıkma, çıkma, baş gösterme, patlama.
salgın

OUTBURST : English Turkish Redhouse

out.burstaut'bırst isim patlak verme, patlama

OUTCAST : English Turkish Redhouse

out.castaut'käst isim toplum dışına itilmiş kimse. sıfat toplum dışına itilmiş

OUTCLASS : English Turkish Redhouse

out.classautkläs' fiil üstün olmak, üstün gelmek

OUTCOME : English Turkish Redhouse

out.comeaut'k^m isim sonuç

OUTCROP : English Turkish Redhouse

out.cropaut'krap isim
(istenmeyen bir olay) ortaya çıkma, çıkma, baş gösterme, patlama.
jeoloji bir kayacın yeryüzüne çıkmış uzantısı, çıkma, çıkıntı

OUTCROPPING : English Turkish Redhouse

isim, jeolojibir kayacın yeryüzüne çıkmış uzantısı, çıkma, çıkıntı

OUTCRY : English Turkish Redhouse

out.cryaut'kray isim
haykırış, çığlık, bağırış.
protesto

OUTDATED : English Turkish Redhouse

out.datedautdeyt'îd sıfat
modası geçmiş.
günün şartlarına uymayan, zamana uymayan, köhne.
eski (teknoloqi, makine v.b.)

OUTDISTANCE : English Turkish Redhouse

out.dis.tanceautdîs'tıns fiil geçmek, geride bırakmak

OUTDO : English Turkish Redhouse

out.doautdu' fiil (outdid, outdone) geçmek, geride bırakmak, bastırmak

OUTDOOR : English Turkish Redhouse

out.dooraut'dôr sıfat dışarıda yapılan

OUTDOORS : English Turkish Redhouse

out.doorsautdôrz' zarf
dışarıya.
dışarıda, açık havada. isim açık hava

OUTER : English Turkish Redhouse

out.erau'tır sıfat
dıştaki, diş.
dışarıdaki

OUTER MONGOLIA : English Turkish Redhouse

Dış Moğolistan

OUTERMOST : English Turkish Redhouse

out.er.mostsıfat en dıştaki

OUTFIT : English Turkish Redhouse

out.fitaut'fît isim
takım, donatı.
gereçler.
konuşma dili askeri birlik.
konuşma dili ekip.
konuşma dili kuruluş. fiil (outfitted, outfitting) donatmak, gereçlerini sağlamak

OUTFITTER : English Turkish Redhouse

out.fit.terisim
teçhizatçı.
giyim eşyası satıcısı

OUTFLANK : English Turkish Redhouse

out.flankautflängk' fiil, askeri (düşmanın) yanından dolanıp arkasına geçmek

OUTGOING : English Turkish Redhouse

out.go.ingaut'gowîng sıfat
sempatik, cana yakın.
giden, çıkan.
ayrılan, kalkan. isim gidiş, çıkış

OUTGROW : English Turkish Redhouse

out.growautgro' fiil (outgrew, outgrown)
küçük gelmek: The child has outgrown his clothes. Giysileri çocuğa artık küçük geliyor.
(büyüyünce)
den vazgeçmek

OUTGROWTH : English Turkish Redhouse

out.growthaut'groth isim
bir başka şeyden gelişerek büyüyen şey.
fazlalık.
doğal bir sonuç veya gelişme