Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CASERNE : English Turkish

n. askeri bir kışladaki askerler için geçici konaklama yeri veya baraka (ayrıca casern)

CASETTE : English Turkish

n. kaset, içinde film olan film kutusu (Fotoğrafçılık); manyetik teyp veya video teyp bulunan film kutusu (ör. video kaset); küçük mücevher kutusu, mücevher saklamak için küçük kutu

CASETTE PLAYER : English Turkish

n. kasetçalar

CASEWORK : English Turkish

n. sosyal çalışma; problemli kişilerin sosyolojik incelemesi, problemli sosyolojik durumu düzeltme çalışması

CASEWORKER : English Turkish

n. sosyal görevli

CASH : English Turkish

n. para, peşin para, nakit, peşin ödeme, ufak madeni para (çin)

CASH : English Turkish

v. bozmak, paraya çevirmek, bozdurmak

CASH A BILL : English Turkish

v. çeki bozdurmak, çekin paraya çevirmek

CASH A CHECK : English Turkish

paraya çevirmek

CASH ACCOUNT : English Turkish

n. kasa hesabı

CASH AND CARRY : English Turkish

n. peşin ödeyerek hemen teslim alma, peşin satış mağazası

CASH BALANCE : English Turkish

n. cari hesap dengesi

CASH BASIS : English Turkish

sadece nakti kapsayan ticari işlemler (kredinin karşıtı olarak)

CASH BOOK : English Turkish

cari hesap defteri, kasa defteri

CASH BOY : English Turkish

n. para kutusu; para saklanan yer; paranın yatırıldığı ve çekildiği yer

CASH BUDGET : English Turkish

nakit kaynakların paylaşımı

CASH BUYING : English Turkish

nakit ödeme

CASH CARD : English Turkish

n. sahibinin nakit para almasını onaylayan kredi kartı

CASH CHECK : English Turkish

n. çizgili olmayan çek

CASH COW : English Turkish

karlı girişim, çok para kazanan işletme

CASH CROP : English Turkish

ihracata yönelik ürün

CASH DESK : English Turkish

kasa, vezne

CASH DISCOUNT : English Turkish

n. peşin ödeme indirimi

CASH DISPENSER : English Turkish

ankamatik

CASH FLOW : English Turkish

nakit akımı, nakit girişi