Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CASH-AND-CARRY : English Turkish

öde ve al, satın al ve götür

CASH-KEEPER : English Turkish

n. muhasebeci; parayı saklayacağı konusunda güvenilen kimse

CASHABLE : English Turkish

adj. paraya çevrilebilir

CASHBOOK : English Turkish

n. nakit işlemlerinin kaydını içeren kitap

CASHBOX : English Turkish

n. kasa

CASHCARD : English Turkish

n. sahibinin nakit para almasını onaylayan kredi kartı

CASHED : English Turkish

adj. nakde çevrilmiş, ödenmiş, madeni para ve banknotlarla değiştirilmiş (bir çekten)

CASHED A CHECK : English Turkish

çek bozdurma, çek için nakit para alma, bankaya çek verme ve karşılığında onun nakit değerini alma

CASHED A CHEQUE : English Turkish

çek bozdurma, çek için nakit para alma, bankaya çek verme ve karşılığında onun nakit değerini alma

CASHED CHECK : English Turkish

nakte çevrilmiş çek, nakit değeri için bozdurulmuş çek

CASHER : English Turkish

n. para için ödeyen/para veren kimse (çek, kredi çekimi, vb.)

CASHEW : English Turkish

n. kaşu (ceviz)

CASHFLOW : English Turkish

n. nakit akışı, nakit paranın kazanılması ve harcanması

CASHIER : English Turkish

n. kasiyer, veznedar, kasadar

CASHIER : English Turkish

v. atmak, kovmak, işine son vermek

CASHIER'S CHECK : English Turkish

anka çeki

CASHIER'S DESK : English Turkish

n. vezne, kasa

CASHIER'S OFFICE : English Turkish

n. vezne, kasa

CASHIERS : English Turkish

kasa

CASHLESS : English Turkish

adj. parasız, parasız yapılan

CASHMERE : English Turkish

n. kaşmir, kaşmir kumaş

CASHOMAT : English Turkish

n. bankamatik

CASHPOINT : English Turkish

n. ATM, Otomatik Veznedar Makina

CASING : English Turkish

n. çerçeve, kaplama, kasa (kapı veya pencere), muhafaza, kılıf, dış lastik, bumbar

CASINGHEAD : English Turkish

n. bir petrol kuyusundaki muhafazanın tepesindeki kontrol paneli