Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

CAUGHT HIM RED-HANDED : English Turkish

onu işin tam ortasında yakalama

CAUGHT HIM WITH HIS PANTS DOWN : English Turkish

pantalonu aşağıda yakalama, işin tam ortasında yakalama, iş üstünde yakalama

CAUGHT HIS EYE : English Turkish

ir bakışını yakalama, bakmasına sebep olma

CAUGHT IN : English Turkish

tuzağa düşürme, kapana kıstırma

CAUGHT IN FLAGRANTE : English Turkish

ir suç işlerken ortaya çıkarma, bir suç işlerken keşfetme

CAUGHT IN THE VERY ACT : English Turkish

ir şuç işlerken anlama yada kavrama, iş üstünde yakalanma

CAUGHT RED HANDED : English Turkish

iş üstünde yakalama, iş üstünde yakalanma, eylem icra edilmeye başladıktan çok sonra yakalama, suçun başında yakalama

CAUGHT THE DISEASE : English Turkish

hastalıkla enfeksiyon kapmış olma, hastalık kapma

CAUL : English Turkish

n. bazen doğumda fetusun başını örten embriyonik zarın parçası; ev içinde giyilen sıkı başörtüsü, başa giyilen ağ

CAULDRON : English Turkish

n. kazan

CAULESCENT : English Turkish

adj. toprak üzerinde sağlıklı ve gelişmiş bir gövdesi olan (Botanik)

CAULIFLOWER : English Turkish

n. karnabahar

CAULIFLOWER EAR : English Turkish

n. dayaktan şişmiş kulak

CAULINE : English Turkish

adj. sap ile ilgili, sap

CAULK : English Turkish

v. kalafat etmek, kalafatlamak

CAULKER : English Turkish

n. kalafatçı

CAULKING : English Turkish

n. birleşme noktalarını tıkamak veya çatlak ve ek yerlerini doldurmak için kullanılan su geçirmez malzeme

CAUSA : English Turkish

n. sebep, güdü (Latince)

CAUSA SINE QUA NON : English Turkish

gerekli şey, gerekli koşul, hayati öneme haiz şart (sebebi olan bir ilişki sağlamak için)

CAUSAL : English Turkish

adj. nedensel, nedeni olan, sebep gösteren

CAUSAL CONNECTION : English Turkish

n. nedensel ilişki

CAUSAL RELATION : English Turkish

ir şeyin diğerinin sebebi olmasını sağlayan ilişki

CAUSALGIA : English Turkish

n. keskin acı, şiddetli ağrı

CAUSALGIC : English Turkish

adj. keskin bir ağrıyla

CAUSALITY : English Turkish

n. nedensellik, nedensellik ilkesi, nedensel ilişki