Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CAUSE SORROW : English Turkish

v. kederlendirmek

CAUSE TO BE THANKFUL : English Turkish

n. minnettar olmayı gerektiren unsur

CAUSE TO BRING : English Turkish

v. getirtmek

CAUSE TO COLLAPSE : English Turkish

v. çökertmek

CAUSE TO CUT : English Turkish

v. kestirmek

CAUSE TO DRAW : English Turkish

v. çektirmek

CAUSE TO FALL : English Turkish

düşürmek

CAUSE TO FERMENT : English Turkish

v. ekşitmek

CAUSE TO FORGET : English Turkish

unutturmak

CAUSE TO MATE : English Turkish

v. çiftleştirmek

CAUSE TO ROT : English Turkish

v. çürütmek

CAUSE TO UNDULATE : English Turkish

v. dalgalandırmak

CAUSE TO YAWN : English Turkish

v. esnetmek

CAUSED A DISASTER : English Turkish

ir katastrof (feci olay) meydana getirmek

CAUSED BY : English Turkish

- tarafından meydana getirilmiş,
tarafından neden olunmuş,
tarafından indüklenmiş

CAUSED DAMAGE : English Turkish

incinmiş, zarar görmüş

CAUSED DESTRUCTION : English Turkish

ir tahribatla neticelenmiş, yıkıma sebep olan tahribata sürükleme

CAUSED TENSION : English Turkish

tereddüte sebep olma, endişeye sebep olma, gerginliğe yol açma

CAUSED UNNECESSARY COMPLICATIONS : English Turkish

gereksiz komplikasyonlara sebep olma

CAUSELESS : English Turkish

adj. nedensiz, sebepsiz, rastlantı sonucu olan

CAUSELESSLY : English Turkish

adv. nedensiz, tesadüfen

CAUSER : English Turkish

n. nedensel, sebep olan veya kışkırtan şey

CAUSERIE : English Turkish

n. söyleşi, sohbet, konuşma, makale (sohbet biçiminde)

CAUSEWAY : English Turkish

n. bataklıktan geçen yol, bozuk arazide yapılmış geçit, geçit

CAUSEY : English Turkish

n. dar yol, bataklıktan geçen yol (Arkaik); taş döşenmiş yükseltilmiş kaldırım; antik Roma anayolu (Arkaik)