Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CAUTERIZATION : English Turkish

n. dağlama, yakma

CAUTERIZE : English Turkish

v. dağlamak, yakmak

CAUTERY : English Turkish

n. dağlama, yakma, dağlama demiri, dağlayan şey

CAUTION : English Turkish

n. uyarı, uyarma, ikaz; ihtiyat, sakınma, tedbir, dikkat, teminât, kefalet; garip şey, tuhaf kimse

CAUTION : English Turkish

v. uyarmak, ihtar etmek, tembih etmek, dikkatini çekmek

CAUTION : English Turkish

interj. dikkat

CAUTION MONEY : English Turkish

depozito, teminât, kefalet

CAUTIONARY : English Turkish

adj. uyarıcı, ikaz edici

CAUTIONARY TALE : English Turkish

eğitici öykü

CAUTIONER : English Turkish

n. uyarıcı, ikaz eden kimse, uyaran kimse

CAUTIOUS : English Turkish

adj. tedbirli, ihtiyatlı, dikkatli, sakınan

CAUTIOUS OPTIMISM : English Turkish

ihtiyatlı iyimserlik, bir dereceye kadar rezerve edilmiş pozitif duygular, ihtiyatlı iyimserlik duygusu

CAUTIOUSLY : English Turkish

adv. dikkatlice, ihtiyatla

CAUTIOUSNESS : English Turkish

n. ihtiyat, tedbir, dikkat

CAV : English Turkish

"Constant Angular Velocity (Sabit Açısal Hız)", verinin disk üzerindeki yerine göre değişmeyen hard disk devir hızı (iç kısımlarda hızın daha yüksek olduğu CLV'nin tersine)

CAVA : English Turkish

n. şampanya ile aynı şekilde yapılan İspanya'da üretilen parlak beyaz şarap

CAVAL : English Turkish

adj. toplardamar ile alakalı (Tıp)

CAVALCADE : English Turkish

n. süvari alayı, süvari geçit töreni

CAVALIER : English Turkish

n. süvari, atlı şövalye, kavalye, şarl yanlısı kimse

CAVALIER : English Turkish

adj. serbest, rahat; laubali, kibirli, ukalâ, kendini beğenmiş

CAVALIER HAT : English Turkish

n. 17'nci yüzyılda süvarilerin giydiği geniş siperlikli fötr şapka

CAVALIERLY : English Turkish

adv. serbestçe, rahatlıkla, laubalice, ukalâca

CAVALIERNESS : English Turkish

n. küçümseme; ilgilenmeme, kayıtsızlık, kaygısızlık, düşüncesizlik

CAVALRY : English Turkish

n. süvari, süvari sınıfı

CAVALRYMAN : English Turkish

n. süvari