English Turkish
CLINOMETRY : English Turkish
n. eğim ölçümü
CLINT : English Turkish
n. bir erkek adı (Clinton'ın kısa biçimi)
CLINT EASTWOOD : English Turkish
(1930 doğumlu) ABD'li bir sinema oyuncusu ve yönetmen, Carmel'in (California, ABD) eski Belediye Başkanı
CLINTON : English Turkish
n. William Jefferson "Bill" Clinton (1946 doğumlu), Amerikalı bir siyasetçi, Birleşik Devletler'in 42'nci Başkanı (
2001)
CLIO : English Turkish
n. klio [mit.]
CLIO AWARD : English Turkish
n. Clio Ödülü, tasarım ve reklamcılık alanındaki başarı ve mükemmeliyeti takdir için verilen bir ödül
CLIOMETRICIAN : English Turkish
n. kliometrik çalışan kimse; kliometrikte uzman kimse
CLIOMETRICS : English Turkish
n. kliometrik, gelişmiş matematik konseptleri ve bilgisayar teknikleri uygulamaları ve istatistik kullanarak çalışan ekonomi tarihi bilimi
CLIP : English Turkish
n. saç kesme, kırpma, kesme, kırpılan miktar; darbe, okkalı yumruk; sürat; klips; raptiye, pens, toka; şarjör (tüfek)
CLIP : English Turkish
v. kırpmak; kesmek, kısaltmak; vurmak, indirmek (Argo); koşmak; kazıklamak, hile yapmak; klipslemek, tutturmak, mandallamak; sarılmak, kavramak
CLIP ART : English Turkish
dökümanlara entegre edilebilen görüntüler derlemesi
CLIP JOINT : English Turkish
n. pahalı lokanta, kazıkçı işyeri
CLIP OF CARTRIDGES : English Turkish
şarjör, otomatik bir tüfek veya silaha mühimmat kartuşlarını yüklemek veya tutmak için metal çerçeve veya konteynır; mengene, depo, şarjör
CLIP ONE'S WINGS : English Turkish
v. kısıtlamak, engel olmak
CLIP SMB.'S WINGS : English Turkish
ayak bağı olmak, elini kolunu bağlamak
CLIP THE WINGS : English Turkish
kanatları kesmek, kanat tüylerini kırpmak; faaliyeti kısıtlamak
CLIP THE WINGS OF : English Turkish
ir kuşun uçamaması için kanatlarının ucunu kesmek; birisinin hareket kabiliyetini kısıtlamak
CLIPART : English Turkish
n. grafik dosyası olarak depolanan ve bilgisayar dökümanlarına veya grafik programlarına eklenebilen görüntü kollekssiyonu (Bilgisayar)
CLIPBOARD : English Turkish
n. gelecekte kullanma dileğile kesilen maddenin geçici olarak hafızada kalması için yükleme bölümüdür (bilgisayar), üzerinde yazı yazılan tahta veya borda
CLIPPED HIS WINGS : English Turkish
hareket kabiliyeti kısıtlanmış
CLIPPER : English Turkish
n. hızlı giden şey, sürat teknesi, kliper tipi uçak
CLIPPERS : English Turkish
n. makas (saç, tirnak), tırnak makası
CLIPPERTON ISLAND : English Turkish
n. Clipperton Adası, Kuzey Pasifik Okyanusu'nda bulunan ve Fransa'ya ait olan gayrimeskun bir mercanada
CLIPPIE : English Turkish
n. kadın otobüs kondüktörü (Argo)
CLIPPING : English Turkish
n. kupür (gazete), kırpma, kırpıntı, kırpılan şeyler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani