Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DECORATION BUREAU : English Turkish

Dekorasyon Bürosu, (Japonya) ödül törenleriyle ilgili yönetim görevlerinden sorumlu büro (büro ödül sistemiyle ilgili araştırma ve çalışmalar yürütür ve Bienal Dekorasyon Törenleri ve diğer törenlerde ödül alacak olanları planlar ve seçer)

DECORATION DAY : English Turkish

anma günü

DECORATIVE : English Turkish

adj. dekoratif, süsleyici

DECORATIVE PLANTS : English Turkish

dekoratif bitkiler, süs bitkileri, dekoratif amaçla evde saksı içinde veya bahçeye ekilmiş olan bitkiler

DECORATIVELY : English Turkish

adv. dekoratif bir şekilde, güzelleştiren veya süsleyen bir şekilde, süslü bir biçimde

DECORATIVENESS : English Turkish

n. dekoratiflik, çok süslü olma, süs, bezeme, güzelleştirme

DECORATOR : English Turkish

n. dekoratör

DECOROUS : English Turkish

adj. terbiyeli; zevkli; münasip

DECOROUSLY : English Turkish

adv. adetlere uygun bir biçimde, zevkli bir şekilde, uygun bir şekilde, doğru bir şekilde

DECOROUSNESS : English Turkish

n. dekore edilmişlik, uygunluk, doğruluk, yakışık alma

DECORTICATE : English Turkish

v. soymak, kabuğunu soymak; zarını çıkarmak

DECORTICATION : English Turkish

n. dekortikasyon, deri soyma işlemi

DECORUM : English Turkish

n. edep, terbiyeli olma, nezaket

DECOUPAGE : English Turkish

n. dekopaj, kağıt süsler, kağıttan yapılmış süsler

DECOUPLE : English Turkish

v. ayrıştırmak, ayırmak; bir şeyi diğerinden ayırmak; bir devre kuplajını çözmek veya başka bir kuplaja ayırmak (Elektronik); patlama şokunu emmek; patlamayı yer altında gerçekleştirerek havayla gelen şok dalgalarını azaltmak

DECOY : English Turkish

n. tuzak; yem; hile; ayartıcı kimse, tuzağa düşüren kimse; çığırtkan kuş, ördek tuzağı; tatbikat cephanesi

DECOY : English Turkish

v. av yerine çekmek, tuzağa düşürmek

DECOY BIRD : English Turkish

n. çığırtkan, çığırtkan kuş

DECOY DUCK : English Turkish

çığırtkan kuş, tuzakçı

DECREASE : English Turkish

n. azalma, eksiltme, azaltma, küçülme, eksilme; düşüş

DECREASE : English Turkish

v. küçülmek, azaltmak, eksiltmek, inmek, düşmek, eksilmek, küçültmek, azalmak

DECREASE IN UNEMPLOYMENT : English Turkish

işsizlikte azalma, çalışmayan insanlar oranında düşüş, çalışan insan sayısının yükselmesi

DECREASE IN VALUE : English Turkish

değerde düşme, değerin azalması

DECREASED BY A FACTOR OF : English Turkish

-faktörü nedeniyle azalma,
kat azaltılmış,
tarafından bölünmüş

DECREASED GRADUALLY : English Turkish

yavaş yavaş azaldı, yavaşça küçüldü, azar azar alçaldı, birden kesilmedi