English Turkish
DEFERRED PAYMENT : English Turkish
ertelenmiş ödeme, belli bir süre için ertelenmiş olan ödeme, satın alma tarihinden sonra taksitle ödeme
DEFERRED TERMS : English Turkish
n. taksitle ödeme sistemi
DEFERRER : English Turkish
n. erteleyen kimse, geciktiren kimse, tecil eden kimse, erteleyen kimse
DEFERRING : English Turkish
n. erteleme, geciktirme, erteleme, daha sonraki bil tarihe alma
DEFERRING JUDGEMENT : English Turkish
karar ertelenmesi, bir duruşmanın daha sonraki bir tarihe ertelenmesi (Hukuk)
DEFERRISE : English Turkish
v. demirinden arındırmak, den demiri çıkarmak (ayrıca deferrize)
DEFERRIZE : English Turkish
v. demirinden arındırmak, den demiri çıkarmak (ayrıca deferrise)
DEFERVESCENCE : English Turkish
n. defervesans, ateşin düşmesi; ateşin azaldığı hastalık aşaması
DEFIANCE : English Turkish
n. saygısızlık; nispet; meydan okuma; karşı koyma, muhalefet
DEFIANT : English Turkish
adj. muhalif, karşı gelen; meydan okuyan; uymayan
DEFIANTLY : English Turkish
adv. karşı çıkarak, meydan okuyarak, kışkırtıcı bir şekilde
DEFIBRILLATE : English Turkish
v. defirbilasyon gerçekleştirmek, kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanmak (Tıp)
DEFIBRILLATION : English Turkish
n. defirbilasyon gerçekleştirme, kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanma (Tıp)
DEFIBRILLATIVE : English Turkish
adj. defirbilasyon ile ilgili, kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanımı ile ilgili (Tıp)
DEFIBRILLATOR : English Turkish
n. defibrilatör, kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanan elektikli makine (Tıp)
DEFICIENCY : English Turkish
n. eksiklik, eksik, yetersizlik; yoksunluk; gereksinim; kusur, noksan, açık, gerilik; hesap açığı
DEFICIENCY DISEASE : English Turkish
n. zafiyet, yetersiz beslenme sonucu rahatsızlık
DEFICIENT : English Turkish
adj. eksik, yetersiz; açık, gerekli olan
DEFICIENT AMOUNT : English Turkish
n. açık, gerekli miktar
DEFICIENT SPELLING : English Turkish
n. eksiz heceleme, sesli harf vurgusu olmayan İbranice
DEFICIENT YEAR : English Turkish
eksik yıl, Yahudi takvimindeki en kısa yıl (353 günü olan)
DEFICIENTLY : English Turkish
adv. eksik olarak, yetersiz bir şekilde, kusurlu bir şekilde, bozulma ile
DEFICIT : English Turkish
n. hesap açığı, açık; eksiklik; dezavantaj
DEFICIT BUDGET : English Turkish
açık veren bütçe, tahmini masrafların gelirden daha fazla olacaklarını esas alan bütçe
DEFICIT FINANCING : English Turkish
açık finansman, masrafların gelirden daha fazla oldukları durum
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani