Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DENGLISH : English Turkish

n. Almanca ve İngilizce kelimeleri bir araya getiren metin veya lehçe

DENGUE : English Turkish

n. eklem ağrılı ateşli bulaşıcı hastalık, dang

DENIABLE : English Turkish

adj. inkâr edilebilir, yadsınabilir

DENIAL : English Turkish

n. red, inkâr, reddetme, yalanlama, tekzip, ret

DENIAL OF THE HOLOCAUST : English Turkish

Musevi Soykırımı'nı inkâr etme, Nazilerin gerçekleştirdiği Yahudi Soykırımı'nı inkâr etme, altı milyon Musevi'nin gerçekte Naziler tarafından soykırıma tabi tutulmuş olmasını inkâr etme

DENICOTINISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) nikotinsizleştirmek, nikotinden arındırmak, nikotinini kaldırmak (denicotinize olarak da yazılır)

DENICOTINIZE : English Turkish

v. nikotinini almak, nikotinsizleştirmek

DENICOTINIZED : English Turkish

adj. nikotinsiz

DENIED HIM HIS RIGHTS : English Turkish

onun haklarını inkâr etti, onun haklarını teslim etmedi, onu yasal ayrıcalıklarından mahrum bıraktı

DENIED HIS APPEAL : English Turkish

onun başvurusunu reddetti, onun talebini geri çevirdi; onun ilave bir duruşma talebini geri çevirdi (Hukuk)

DENIED REALITY : English Turkish

gerçeği reddetti, gerçeği kabul etmedi, gerçeği görmezden geldi

DENIED THE ACCUSATIONS : English Turkish

suçlamaları reddetti, suçlamaları kabul etmedi, kendisine yöneltilen suçlamalar karşı geldi

DENIED THE ALLEGATIONS : English Turkish

suçlamaları reddetti, suçlamaları kabul etmedi, kendisine yöneltilen suçlamalar karşı geldi

DENIED THE REQUEST : English Turkish

aşvuruyu reddetti, talebi geri çevirdi; ilave bir duruşma talebini geri çevirdi

DENIED VEHEMENTLY : English Turkish

şiddetle reddetti, hararetli bir şekilde karşı çıktı, şiddetle karşı geldi

DENIER : English Turkish

n. yalanlayan kişi, inkâr eden kimse, reddeden kimse; deniye, dokuma sıklığı ölçüsü; azıcık miktar; fransız kuruşu

DENIGRATE : English Turkish

v. karalamak, iftira etmek, kötülemek; çekiştirmek

DENIGRATION : English Turkish

n. kötüleme, iftira

DENIGRATOR : English Turkish

n. eleştiren kimse; iftiracı, iftira atan, lekeleyen

DENIGRATORY : English Turkish

adj. eleştirel, eleştiren; iftira edici, lekeleyici, lekeleyen

DENIM : English Turkish

n. kot, kaba pamuklu kumaş

DENIM PANTS : English Turkish

kot pantolon, kottan yapılan pantolon, blucin

DENIMS : English Turkish

n. kot iş tulumu, kot pantolon

DENIS : English Turkish

n. bir erkek adı; bir soyadı; Saint Denis, Paris'in ilk papazı ve Fransa'nın 3'üncü yüzyıl boyunca koruyucu azizi

DENIS DIDEROT : English Turkish

n. (
1784) Fransız bir yazar ve filozof (Fransızca "Encyclopedie"nin editörü)