Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DEPREDATORY : English Turkish

adj. yıkıcı, yok edici, zararlı, harap edici

DEPRESS : English Turkish

v. moralini bozmak, neşesini kaçırmak, sıkmak; bastırmak; azaltmak; düşürmek; kısmak

DEPRESS THE MARKET : English Turkish

v. fiyatları indirmek

DEPRESSANT : English Turkish

n. yatıştırıcı madde

DEPRESSANT : English Turkish

adj. yatıştırıcı

DEPRESSED : English Turkish

adj. kederli, karamsar, bastırılmış, bunalımlı, düşürülmüş, darboğazda olan, durgun, çökmüş

DEPRESSIBILITY : English Turkish

n. bastırılabilirlik, bastırılabilir olma durumu

DEPRESSIBLE : English Turkish

adj. bastırılabilen

DEPRESSING : English Turkish

adj. iç karartıcı, moral bozucu, hüzünlü, acıklı

DEPRESSINGLY : English Turkish

adv. depresif bir şekilde, iç karartıcı bir şekilde, hüzünlü bir şekilde, kasvetli bir şekilde

DEPRESSION : English Turkish

n. buhran, depresyon, bunalım; çöküntü, çökme; kasvet; daralma, değerini düşürme; bastırma

DEPRESSIONAL : English Turkish

adj. depresyonun, depresyonla ilgili, depresyona özgü; ekonomik gerilemeyle ilgili, ekonomik gerilemeye özgü

DEPRESSIONARY : English Turkish

adj. depresyonun, depresyonla ilgili, depresyona özgü; ekonomik gerilemeyle ilgili, ekonomik gerilemeye özgü

DEPRESSIVE : English Turkish

adj. kasvetli, bunaltıcı, yılgın

DEPRESSIVELY : English Turkish

adv. depresif bir şekilde, iç karartıcı bir şekilde, hüzünlü bir şekilde, kasvetli bir şekilde

DEPRESSIVENESS : English Turkish

n. depresiflik, kasvetlilik, bunaltıcılık, can sıkıcılık, melankoliklik, üzücü olma durumu

DEPRESSOR : English Turkish

n. can sıkan veya üzen kimse veya şey; aşağı çeken, aşağı bastıran, bir şeyi aşağı bastırmak için kullanılan alet (örneğin dil basacağı); aşağı çeken kas, vücudun bir bölümünü aşağı doğru çeken kas

DEPRESSURISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) basıncın boşaltılması, kapatılmış bir alandaki hava veya gaz basıncının düşürülmesi (depressurization olarak da yazılır)

DEPRESSURISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) basıncı boşaltmak, kapatılmış bir alandaki hava veya gaz basıncını düşürmek; daha az gergin yapmak, gerginliğini almak (depressurize olarak da yazılır)

DEPRESSURIZATION : English Turkish

n. (Amerikan İngilizcesi) basıncın boşaltılması, kapatılmış bir alandaki hava veya gaz basıncının düşürülmesi (depressurisation olarak da yazılır)

DEPRESSURIZE : English Turkish

v. baskıyı azaltmak

DEPRIVAL : English Turkish

n. yoksunluk, yoksun bırakma, mahrum etme işi, mahrum kalma

DEPRIVATION : English Turkish

n. yoksunluk, mahrumiyet, mahrum etme, ihtiyaç

DEPRIVATION OF FREEDOM : English Turkish

özgürlükten mahrum bırakma, hürriyetini reddetme

DEPRIVATION OF LICENSE : English Turkish

lisans mahrumiyeti, lisans reddi, lisansını reddetme, hareket etme yetkisini elinden alma