English Turkish
DEPURANT : English Turkish
adj. depürant, arıtma, temizleme, saflaştırma, kirliliğini ortadan kaldırma
DEPURATE : English Turkish
v. temizlemek; arıtmak; tasfiye etmek
DEPURATION : English Turkish
n. temsilciler heyeti
DEPUTATION : English Turkish
n. heyet, delegeler
DEPUTATIONAL : English Turkish
adj. temsilciler heyeti, delegasyon, temsil etmek üzere gönderilmiş (delegasyon veya temsilci gibi); temsilciler heyetiyle ilgili, delegasyona özgü
DEPUTATIVE : English Turkish
adj. temsilci; delegasyonla ilgili, vekalete özgü
DEPUTE : English Turkish
v. vekil atamak, atamak
DEPUTISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) vekil tayin etmek, temsilci atamak; vekâlet etmek, temsilcilik etmek, temsil etmek (deputize olarak da yazılır)
DEPUTIZE : English Turkish
v. vekâlet etmek, tayin etmek, atamak
DEPUTY : English Turkish
n. temsilci, vekil, delege, milletvekili; şerif yardımcısı
DEPUTY : English Turkish
adj. vekil, vekil olarak bakan, yardımcı
DEPUTY BATTALION COMMANDER : English Turkish
tabur komutanı yardımcısı, tabur komutanı vekili, bir taburda ikinci sırada gelen komutan
DEPUTY CHAIRMAN : English Turkish
n. başkan vekili
DEPUTY COMMANDER : English Turkish
komutan yardımcısı, komutan vekili, şef yardımcısı, amir yardımcısı, bir polis gücünde üst derece rütbe (baş komiserin üstünde ve amirin altında, orduda yarbaya denk gelir)
DEPUTY COMMANDER OF BRIGADE : English Turkish
tugay komutan yardımcısı, bir tugayda ikinci sırada gelen komutan
DEPUTY COMMANDER-IN-CHIEF : English Turkish
aşkomutan yardımcısı, bir ordunun komutanının yardımcısı, başkomutan yardımcısı
DEPUTY DISTRICT ATTORNEY : English Turkish
Bölge Savcısı Vekili, Bölge Savcısı Yardımcısı, ceza kovuşturmaları başsavcısının vekili/yardımcısı
DEPUTY G3 : English Turkish
eğitim görevlisi, idman görevlisi
DEPUTY INSPECTOR GENERAL : English Turkish
Genel Komiser Yardımcısı, polis kuvvetlerinde Genel Komiserden sonra ikinci derecede olan, polis kuvvetlerinde kıdemli subay rütbesi
DEPUTY MANAGING EDITOR : English Turkish
şef editör yardımcısı, baş editör asistanı
DEPUTY MAYOR : English Turkish
Belediye Başkan Yardımcısı, belediye başkan vekili, bir belediyenin idari işler amirinden daha alt kademede olan kişi
DEPUTY MINISTER : English Turkish
akan yardımcısı, bakan vekili
DEPUTY PRIME MINISTER : English Turkish
n. Başbakan Yardımcısı, Bir başbakanın yardımcısı, başbakan asistanı
DERACINATE : English Turkish
v. kökünden çıkarmak, çevresinden ayırmak
DERACINATION : English Turkish
n. kökünden uzaklaştırma, zorunlu göçe tabi tutma, bir kimseyi kültüründen ve doğal çevresinden sürgün etme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani