Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DERELICT : English Turkish

adj. terkedilmiş, sahipsiz; harabe; ihmalkâr, ihmalci, sorumsuz

DERELICTION : English Turkish

n. terk edilmişlik, sahipsizlik; ihmalkârlık, ihmalcilik; inkâr; suyun çekilmesiyle kazanılan toprak

DERELICTION OF DUTY : English Turkish

görev ihmali, vazife savsaklaması, görevi yerine getirmeme, görevi ihmal etme; askerî görevi yerine getirmeme suçu

DEREQUISITION : English Turkish

n. resmi elkoymayı kaldırmak

DERESTRICT : English Turkish

v. sınırlamayı kaldırmak; hız yasağını kaldırmak

DERI : English Turkish

n. Deri, soyadı

DERIDE : English Turkish

v. alaya almak, alay etmek

DERIDE AS : English Turkish

ile alay etmek, ile dalga geçmek,
i tiye almak,
e gülmek

DERIDER : English Turkish

n. alaycı kimse

DERIDINGLY : English Turkish

adv. alaycı bir şekilde, dalga geçerek

DERISIBLE : English Turkish

adj. aşağılık, rezil, aşağılanma ve dalga geçilmeyi hak eden, alçak, hor, kötü

DERISION : English Turkish

n. alay, alay etme

DERISIVE : English Turkish

adj. alaycı, alay konusu olan; gülünç; önemsiz

DERISIVE REMARK : English Turkish

alaycı yorum, dalga geçen yorum

DERISIVELY : English Turkish

adj. alaycı bir şekilde, dalga geçerek, aşağılayarak, kötüleyerek, küçük düşürerek

DERISIVENESS : English Turkish

n. alaycılık, dalgacılık, aşağılama, kötüleme, küçük düşürme

DERISORY : English Turkish

adj. alay konusu olan; gülünç; önemsiz

DERIVABLE : English Turkish

adj. türetilebilir, elde edilebilir, sağlanabilir

DERIVATION : English Turkish

n. köken; türetme; türevini alma

DERIVATIVE : English Turkish

n. türetilmiş şey, türetme, türev

DERIVATIVE : English Turkish

adj. türetilmiş, ikincil

DERIVATIVE ACTION : English Turkish

n. türevsel dava, müştak eylem, bir şirket adına bir hissedar tarafından açılan hukuk davası

DERIVATIVE SUIT : English Turkish

n. türevsel dava, müştak eylem, bir şirket adına bir hissedar tarafından açılan hukuk davası

DERIVATIVE VERB : English Turkish

türemiş fiil, türetilmiş fiil, halihazırda mevcut olan bir kelimeye bir önek veya sonek ilave ederek yaratılan fiil (Gramer)

DERIVE : English Turkish

v. türetmek; sağlamak; çıkarmak; kaynaklanmak