English Turkish
DETERMINISTIC : English Turkish
adj. gerekircilik ile ilgili, determinizm (her şeyin önceden belirlendiğini ve bir sebebi olduğunu belirten doktrin) ile ilgili
DETERMINISTIC MODEL : English Turkish
elirleyici model, içinde tüm çeşitleri barındıran model
DETERRENCE : English Turkish
n. caydırıcılık, engelleyicilik, caydırma
DETERRENCE FACTOR : English Turkish
caydırıcı faktör, engelleyici etmen, vazgeçiren veya cesaret kıran şey
DETERRENT : English Turkish
n. vazgeçiren şey, caydıran kimse, caydırıcı silah
DETERRENT : English Turkish
adj. engelleyici, caydırıcı
DETERRENT PUNISHMENT : English Turkish
caydırıcı ceza, vazgeçirici ceza, gelecekte işlenecek suçlardan caydırmak amacıyla uygulanan disiplin uygulaması
DETERSIVE : English Turkish
n. temizleyici
DETEST : English Turkish
v. nefret etmek, iğrenmek; hoşlanmamak
DETESTABILITY : English Turkish
n. iğrenilebilir, nefret edilebilir, tiksinilebilir
DETESTABLE : English Turkish
adj. iğrenç, nefret uyandıran, tiksindirici
DETESTABLENESS : English Turkish
n. iğrenilebilir olma durumu, nefret edilebilirlik, tiksinilebilirlik
DETESTABLY : English Turkish
adv. iğrenilebilir bir şekilde, nefret edilebilir bir şekilde, tiksinilebilir bir şekilde
DETESTATION : English Turkish
n. nefret, iğrenme
DETESTER : English Turkish
n. iğrenene kimse, nefret eden, tiksinen
DETHRONE : English Turkish
v. tahttan indirmek
DETHRONED HIM : English Turkish
onu tahtından devirdi, onu alaşağı etti, onu (krallık veya otorite kişisi gibi) büyük bir pozisyondan etti
DETHRONEMENT : English Turkish
n. tahttan indirilme
DETHRONER : English Turkish
n. tahttan deviren kimse, bir hükümdarı gücünden eden kimse, bir yöneticiyi alaşağı eden kimse
DETINUE : English Turkish
n. istihkak davası, geri alma davası, geri edinme davası, menkul mal iade davası (Hukuk)
DETONABLE : English Turkish
adj. patlayıcı; patlayabilir, patlayabilme özellikli
DETONATE : English Turkish
v. patlatmak, patlamak; infilak etmek
DETONATE A MINE : English Turkish
mayını patlatmak, gömülü bir mayını havaya uçurmak
DETONATE EXPLOSIVES : English Turkish
patlayıcıları havaya uçurmak, patlayıcı maddeleri patlatmak
DETONATING : English Turkish
adj. patlayıcı, patlama
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani