Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DEUTERANOPIA : English Turkish

n. döteranopi, retinanın yeşil renge karşılık vermediği görme bozukluğu, yeşil körlüğü

DEUTERANOPIC : English Turkish

adj. döteranopi (retinanın yeşil renge karşılık vermediği görme bozukluğu, yeşil körlüğü) ile ilgili

DEUTERIUM : English Turkish

n. döteryum

DEUTERIUM OXIDE : English Turkish

n. ağır su

DEUTERO : English Turkish

pref. döter, ikinci

DEUTERO ISAIAH : English Turkish

Deutero Isaiah, İsaiah Kitabı'nın ikinci düşünsel yazarına verilen ad (İsaiah Kitabı'nın üç ayrı yazar tarafından yazıldığı teorisine göre)

DEUTEROCANONICAL : English Turkish

adj. kutsal kitapların veya kutsal kitaplar ile ilgili, kutsal kitaplara özgü, Septuagint (Tevrat'ın bilinen en eski Yunanca tercümesi) içinde bulunan Kutsal Yazıtlar'ın dayanakları ile ilgili (İbrani yasasında değil)

DEUTEROGAMY : English Turkish

n. ikinci evlilik, tekrar evlenme, ikinci kez evlenme (ilk eşin ölümünden sonra)

DEUTERON : English Turkish

n. döteron, ağır bir hidrojenin atomu (Fizik)

DEUTERONOMY : English Turkish

n. on emir kitaplarının beşincisi

DEUTEROTOKY : English Turkish

n. döllenmiş yumurta olmadan gerçekleşen hem erkek hem de dişi doğuşu

DEUTON : English Turkish

n. döteron, (Fizik) bir proton ve bir nötrondan oluşan pozitif yüklü partikül

DEUTSCH : English Turkish

n. Almanca, Alman dili

DEUTSCHE : English Turkish

adj. Almanca, Alman, Almanya'nın ya da Almanya ile ilgili (Almanca)

DEUTSCHE MARK : English Turkish

Alman Markı, Almanya'da para birimi

DEUTSCHE TELEKOM : English Turkish

n. Alman Telekom, Alman telekomünikasyon şirketi (İnternet, telefon ve televizyon yayın hizmetleri sağlayıcısı)

DEUTSCHLAND : English Turkish

n. Almanya, (Almanca)

DEVALUATE : English Turkish

v. devalüe etmek, değerini düşürmek, devalüasyon yapmak

DEVALUATION : English Turkish

n. devalüasyon, paranın değerini düşürme

DEVALUATION OF THE CURRENCY : English Turkish

para birimi devalüasyonu, para biriminde gerçekleşen düşüş, paranın değerinde düşme

DEVALUE : English Turkish

v. değerini düşürmek, devalüasyon yapmak

DEVASTATE : English Turkish

v. harap etmek, enkaz haline getirmek, mahvetmek, tahrip etmek

DEVASTATED : English Turkish

adj. harap

DEVASTATING : English Turkish

adj. ezici, tahrip edici, yıkıcı, çarpıcı, müthiş, etkileyici

DEVASTATING : English Turkish

n. tahrip etme