Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DIRECT RESULT : English Turkish

doğrudan sonuç, dolaysız netice, anlık gerçekleşen gelişme

DIRECT SELLING : English Turkish

n. aracısız satış, direkt satış

DIRECT SPEECH : English Turkish

dolaysız söz, açık ve net konuşma

DIRECT TAX : English Turkish

doğrudan vergi, dolaysız vergi, vasıtasız vergi, sadece vergilenmiş kimse tarafından ödenebilen vergi

DIRECT TAXATION : English Turkish

doğrudan vergileme, dolaysız vergileme, vasıtasız vergileme, verginin sadece vergilenmiş kimsenin geliri üzerinden alınması (gelir vergisi vs)

DIRECTABLE : English Turkish

adj. yönetilebilir, sevk edilebilir, çevrilebilir; emir verilebilir, komuta edilebilir

DIRECTED : English Turkish

adj. yönlenmiş, yönlendirilmiş, hedeflenmiş

DIRECTED CREDIT : English Turkish

hükümet politikalarına paralel olarak yatırım teşviki amacıyla verilen banka kredisi

DIRECTING : English Turkish

n. yöneltme, yönlendirme, yönetme, idare etme, yol gösterme; amaç, hedef

DIRECTING THE TRAFFIC : English Turkish

trafiği yönlendirme, trafiği yönetme, trafiği kontrol etme, araçların veya trafiğin hareketini düzenleme

DIRECTION : English Turkish

n. yön, istikamet; direktörlük; yönetim; kumanda, yönetme, emir, talimat; açıklama, alıcı adresi

DIRECTION FINDER : English Turkish

n. yön bulucu, yön sinyali alıcısı

DIRECTION FINDING : English Turkish

yön bulma, sinyâl yönünü belirleme

DIRECTION INDICATOR : English Turkish

n. yön göstergesi, rota göstergesi

DIRECTION KEYS : English Turkish

yön tuşları, imleci ekranda oynatmak amacıyla kullanılan tuşlar

DIRECTIONAL : English Turkish

adj. yön, yön ile ilgili, yönlü, yöneltmeli; sinyâl gönderen, yön sinyali alan

DIRECTIONAL BEACON : English Turkish

n. radyofar, yön alıcısı

DIRECTIONAL RADIO : English Turkish

yön bulucu aygıt

DIRECTIONAL TRANSMITTER : English Turkish

yön vericisi

DIRECTIONALLY : English Turkish

adv. yönsel açıdan, yönsel bir noktadan

DIRECTIONLESS : English Turkish

adj. yönsüz, odaksız, hedefsiz, amaçsız

DIRECTIONS FOR USE : English Turkish

v. kullanım talimatları

DIRECTIVE : English Turkish

n. yönerge, direktif, talimat

DIRECTIVE : English Turkish

adj. yol gösterici

DIRECTIVITY : English Turkish

n. yönlülük, yönsel olma durumu (bir mikrofon veya antende)