English Turkish
DISCIPLESHIP : English Turkish
n. müritlik, öğrencilik, havarilik
DISCIPLINABLE : English Turkish
adj. disipline edilebilir, eğitilebilir, eğitim verilebilir, direktif verilebilir; disiplini hak eden, eğitilmeyi hak eden; disiplin işlemine tabi tutulan
DISCIPLINARIAN : English Turkish
n. disiplin yanlısı kimse, sert amir
DISCIPLINARY : English Turkish
adj. disiplinle ilgili, disiplin, terbiye amaçlı
DISCIPLINARY ACTION : English Turkish
n. disiplin suçu, disiplin eylemi
DISCIPLINARY BARRACKS : English Turkish
disiplin cezaevi, tutukevi, askerî disiplin cezaevi, askerlerin ceza olarak tutuldukları bina (Askerî)
DISCIPLINARY COURT : English Turkish
disiplin mahkemesi, idari davranış ihlalleriyle ilgilenen mahkeme
DISCIPLINARY JURISDICTION : English Turkish
disiplin yargılaması, disiplin davası, bir kimsenin davranışlarını yargılamak üzere gerçekleştirilen duruşma
DISCIPLINARY JUSTICE : English Turkish
disiplin cezası, disiplinsel adalet, disiplin şeklinde uygulanan adalet
DISCIPLINARY OFFENSE : English Turkish
disiplin suçu, disiplin ihlali, davranış yönergesi ihlali
DISCIPLINARY PUNISHMENT : English Turkish
n. disiplin cezası
DISCIPLINARY SENIOR NCO : English Turkish
disiplin baş görevlisi, yönergelerin uygulanmasından sorumlu kimse, bir üste düzen ve disiplinin sağlanmasından sorumlu asker
DISCIPLINARY TRIAL : English Turkish
disiplin duruşması, disiplin davası, uygun disiplin önlemlerini kararlaştırmak üzere gerçekleştirilen duruşma
DISCIPLINE : English Turkish
n. disiplin, sıkı disiplin, baskı, sıkı düzen; otorite; denetim; bilim dalı
DISCIPLINE : English Turkish
v. disipline sokmak, terbiye etmek, yetiştirmek, disiplin sağlamak, yola getirmek; cezalandırmak
DISCIPLINE PROBLEMS : English Turkish
disiplin sorunları, düzen problemleri, davranış uygulaması veya kontrolü sorunları
DISCIPLINE SHEET : English Turkish
disiplin formu, bir kimsenin davranışlarının ayrıntılarının yazılı olduğu form
DISCIPLINED : English Turkish
adj. eğitilmiş, disiplinli, disipline edilmiş, düzene sokulmuş; itaatkâr, sadık
DISCIPLINER : English Turkish
n. disiplinci, disipline eden kimse, düzene sokan kimse, düzen ve disiplin sağlayan kimse
DISCIPULAR : English Turkish
adj. bir öğrenciyle ilgili, bir çömeze özgü, bir talebeyle ilgili
DISCJOCKEY : English Turkish
n. disk cokey, kayıtlı müziklerle radyo programı yürüten kimse; bir dans partisinde müzikten sorumlu olan kimse
DISCLAIM : English Turkish
v. vazgeçmek, iddiadan vazgeçmek; inkâr etmek, yalanlamak, tanımamak, kabul etmemek, onaylamamak, feragat etmek
DISCLAIMER : English Turkish
n. vazgeçme, feragat, feragatname, yalanlama
DISCLAMATION : English Turkish
n. kabul etmeme, tanımama, reddetme
DISCLAMATORY : English Turkish
adj. kabul etmeme ile ilgili, tanımamaya özgü, reddetmeyle ilgili
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani