English Turkish
DISASSOCIATION : English Turkish
n. ayrılma, ayırma, ilişiği kesme, kopma, kendini ayırma
DISASSOCIATIVE : English Turkish
adj. ayırma, birbirinden ayırma, kesme, bağını koparma, iletişimini kesme
DISASTER : English Turkish
n. felâket, facia, yıkım, afet
DISASTER AREA : English Turkish
n. afet bölgesi
DISASTROUS : English Turkish
adj. tâlihsiz, feci, felâket getiren, korkunç
DISASTROUS EFFECT : English Turkish
yıkıcı etki, berbat sonuç, felaketler sonuçlanan etki
DISASTROUSLY : English Turkish
adv. yıkıcı bir şekilde, felaket bir şekilde, feci bir şekilde, çok kötü bir şekilde; berbat bir şekilde, iğrenç bir şekilde
DISASTROUSNESS : English Turkish
n. yıkıcılık, felaketlilik, feci olma durumu, çok kötü olma durumu
DISAUTHORISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) yetkisizleştirmek, yetkisini almak, izinsizleştirmek, kredisizleştirmek (disauthorize olarak da yazılır)
DISAUTHORIZE : English Turkish
v. (Amerikan İngilizcesi) yetkisizleştirmek, yetkisini almak, izinsizleştirmek, kredisizleştirmek (disauthorise olarak da yazılır)
DISAVOW : English Turkish
v. doğruluğunu kabul etmemek, onaylamamak, yalanlamak, reddetmek, inkâr etmek
DISAVOW A WITNESS : English Turkish
şahidi reddetmek, şahidin güvenilir olmadığını ispatlamak, şahidi tanımamak
DISAVOWAL : English Turkish
n. onaylamama, ret, reddetme, tanımama, kabul etmeme, inkâr, red
DISBALANCE : English Turkish
n. dengesiz, oransız, denksiz, dengesi olmayan
DISBAND : English Turkish
v. ayırmak, terhis etmek, dağılmak; dağıtmak
DISBANDMENT : English Turkish
n. dağılma, terhis
DISBAR : English Turkish
v. barodan kovmak, barodan ihraç etmek
DISBARK : English Turkish
v. kabuğunu soymak, ağacın kabuğunu soymak
DISBARMENT : English Turkish
n. barodan kovma, barodan kovulma
DISBELIEF : English Turkish
n. kuşku, güvensizlik, şüphe, inanmama, inanmazlık
DISBELIEVE : English Turkish
v. inanmamak, güvenmemek, iman etmemek, inançsız olmak, kuşkulanmak
DISBELIEVER : English Turkish
n. inançsız kimse, imansız kimse, ateist
DISBELIEVING : English Turkish
adj. inanmama, güvenmeme, kuşku duyma
DISBELIEVINGLY : English Turkish
adv. inanmayarak, güvenmeyerek, kuşku duyarak
DISBOSCATION : English Turkish
n. ormanlık bir alanı temiz veya ekilebilir bir hale dönüştürme; ormansızlaştırma, ormanı kaldırma, ormansız hale getirme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani