Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DISAPPOINTMENT : English Turkish

n. düş kırıklığı, hüsran, ümidi boşa çıkma, hayal kırıklığı, hayal kırıklığına neden olan şey; kırgınlık

DISAPPROBATION : English Turkish

n. beğenmeme, uygun bulmama, kınama; tasvip etmeme

DISAPPROBATIVE : English Turkish

adj. uygun bulmayan, onaylamayan, beğenmeyen, tasvip etmeyen

DISAPPROBATORY : English Turkish

adj. uygun bulmayan, onaylamayan, beğenmeyen, tasvip etmeyen; ayıplayan

DISAPPROVAL : English Turkish

n. beğenmeme, itiraz, onaylamama; ayıplama, kınama

DISAPPROVE : English Turkish

v. beğenmemek, uygun görmemek, kabul etmemek, onaylamamak, reddetmek, karşısında olmak; kınamak

DISAPPROVED OF HIM : English Turkish

onu onaylamadı, onu beğenmedi, o hoşuna gitmedi

DISAPPROVER : English Turkish

n. onaylamayan, katılmayan, tasvip etmeme ifade eden kimse

DISAPPROVING : English Turkish

adj. onaylamama, tasvip etmeme, katılmama ifade etme

DISAPPROVINGLY : English Turkish

adv. beğenmeyerek, onaylamayarak, reddederek

DISARM : English Turkish

v. silâhsız bırakmak, silâhsızlandırmak, silâhsızlanmak, silâhı bırakmak; zararsız hale getirmek; yatıştırmak; şüphesini gidermek

DISARMAMENT : English Turkish

n. silâhsızlanma, silâhları bırakma; zararsız hale getirme

DISARMING : English Turkish

adj. zararsız hale getiren, yatıştıran, kendini sevdiren

DISARMINGLY : English Turkish

adv. dostça, sakin bir şekilde, rahatlatıcı bir şekilde, uzlaştırıcı bir şekilde

DISARRANGE : English Turkish

v. düzenini bozmak, karıştırmak

DISARRANGEMENT : English Turkish

n. düzensizlik, karışıklık, dağınıklık

DISARRAY : English Turkish

n. düzensizlik, kargaşa, dağınıklık

DISARRAY : English Turkish

v. kargaşaya itmek, karıştırmak, bozmak

DISARTICULATE : English Turkish

v. parçaları eklem yerlerinden ayırmak, eklem yerlerinden parçalamak

DISARTICULATION : English Turkish

n. ayırma; kesme, kesip ayırma

DISASSEMBLE : English Turkish

v. parçalarına ayırmak; sökmek

DISASSEMBLED : English Turkish

adj. demonte edilmiş, birbirinden ayrılmış, parçalarına ayrılmış

DISASSEMBLY : English Turkish

n. parçalara ayırma; sökme

DISASSOCIATE : English Turkish

v. ayırmak, birbirinden ayırmak, kesmek, bağını koparmak, iletişimini kesmek

DISASSOCIATE ONESELF FROM : English Turkish

-den kendini ayırmak,
le ilişiğini kesmek