English Turkish
DISABLED PERSON : English Turkish
n. özürlü kimse, bir veya daha fazla fiziksel beceriden (yürüme veya hareketlerini koordine etme becerisi gibi) yoksun kimse, sakat kimse, mahrum kimse
DISABLEMENT : English Turkish
n. ehliyetsizlik, yetersizlik; sakatlık, maluliyet, özür
DISABLER : English Turkish
n. sakat bırakan, özürlü bırakan şey, özürlülüğe neden olan şey
DISABUSE : English Turkish
v. uyandırmak, gözünü açmak, görmesini sağlamak; kurtarmak
DISABUSE OF : English Turkish
v. uyandırmak, görmesini sağlamak, gözünü açmak, kurtarmak
DISACCHARIDE : English Turkish
n. disakkarit, iki şekere indirgenebilen karbonhidrat (Kimya)
DISACCORD : English Turkish
n. anlaşmazlık, uyuşmazlık, fikir ayrılığı
DISACCORD : English Turkish
v. farklı görüşte olmak, uzlaşmamak, uyuşmamak
DISADVANTAGE : English Turkish
n. dezavantaj, zarar, aleyhte durum
DISADVANTAGED : English Turkish
adj. dezavantajlı, avantajsız, yoksun, ayrıcalıksız; muhtaç, mahrum
DISADVANTAGEOUS : English Turkish
adj. dezavantajlı, aleyhte, zararına, sakıncalı, elverişsiz
DISADVANTAGEOUSLY : English Turkish
adv. dezavantajlı bir şekilde, avantajsız bir şekilde, yoksun bir şekilde, ayrıcalıksız bir şekilde; muhtaç bir şekilde, mahrumca
DISAFFECT : English Turkish
v. hoşnutsuzluk yaratmak, memnuniyetsizliğe neden olmak
DISAFFECTED : English Turkish
adj. hoşnutsuz, soğumuş; muhalif
DISAFFECTEDLY : English Turkish
adv. hoşnutsuz bir şekilde, memnuniyetsiz bir şekilde, vefasız bir şekilde
DISAFFECTION : English Turkish
n. hoşnutsuzluk, antipati, soğuma
DISAFFILIATE : English Turkish
v. ayırmak, ilişiğini kesmek, bölmek, kesmek
DISAFFILIATION : English Turkish
n. ayırma, ilişiğini kesme, bölme, kesme
DISAFFIRM : English Turkish
v. aksini iddia etmek, karşı çıkmak, reddetmek, iptal etmek
DISAFFIRMANCE : English Turkish
n. iptal, ret, karardan dönme, geri çevirme, tanımama
DISAFFIRMATION : English Turkish
n. iptal, ret, karardan dönme, geri çevirme, tanımama
DISAFFOREST : English Turkish
v. ormanı yok etmek, ağaçları kesmek, orman kanunu dışında bırakmak
DISAGGREGATE : English Turkish
v. bir şeyi parçalarına ayırmak, bileşenlere ayırmak; ayrılma, ayır hale getirilmek, parçalanmak
DISAGGREGATED : English Turkish
adj. ufalanmış
DISAGIO : English Turkish
n. döviz değişim ücreti
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani