Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DISPORT ONESELF : English Turkish

eğlenmek, gülüşmek, oyalanmak

DISPOSABLE : English Turkish

n. tek kullanımlık şey

DISPOSABLE : English Turkish

adj. harcanabilir, tek kullanımlık, kullanılıp atılabilir

DISPOSABLE CAMERA : English Turkish

tek kullanımlık fotoğraf makinesi

DISPOSABLE CONTACT LENSES : English Turkish

n. tek kullanımlık lensler, kullanılıp atılabilir lensler

DISPOSABLE CUPS : English Turkish

tek kullanımlık bardaklar, bir defa kullanıldıktan sonra atılan kâğıt veya plastik bardaklar

DISPOSABLE CUTLERY : English Turkish

tek kullanımlık çatal-bıçak, bir defa kullanıldıktan sonra atılan plastik çatal-bıçak

DISPOSABLE DIAPER : English Turkish

tek kullanımlık çocuk bezi, bir defa kullanıldıktan sonra atılan çocuk bezi

DISPOSABLE INCOME : English Turkish

harcanabilir gelir, net gelir, kullanılabilir, vergiler kesildikten sonra harcama veya tasarruf amacıyla bir kimseye kalan net gelir

DISPOSABLE PLATE : English Turkish

tek kullanımlık tabak, bir defa kullanıldıktan sonra atılan tabak

DISPOSABLE TABLECLOTH : English Turkish

tek kullanımlık masa örtüsü, bir defa kullanıldıktan sonra atılan plastik veya kâğıt masa örtüsü

DISPOSABLE WORKERS : English Turkish

geçici süreli olarak çalışan ve genellikle bir ajans tarafından kendileriyle sözleşme yapılan işçiler

DISPOSAL : English Turkish

n. yok etme, ortadan kaldırma; düzen; kullanım; emir; satış; devir

DISPOSAL OF WASTE : English Turkish

çöp imhası, çöp yok etme

DISPOSE : English Turkish

v. düzenlemek, kullanmak, ikna etmek, isteklendirmek, kontrolünde tutmak

DISPOSE OF : English Turkish

satmak, kullanmak, halletmek, zararsız hale getirmek, elden çıkarmak, kurtulmak, yok etmek, imha etmek, tüketmek, bırakmak, devretmek, vermek, kocaya vermek

DISPOSE OF BY WILL : English Turkish

v. mirasla bırakmak

DISPOSED : English Turkish

adj. istekli, hazır, eğilimli, niyetli

DISPOSED OF : English Turkish

-dan kurtuldu,
yı başından savdı,
yı başından attı,
yı sattı,
yı elden çıkardı

DISPOSED TO : English Turkish

eğilimi olan

DISPOSER : English Turkish

n. başından savan kimse veya şey, başından atan; çöp ezen makine

DISPOSING CAPACITY : English Turkish

n. ölüme bağlı tasarrufta bulunma ehliyeti

DISPOSING OF : English Turkish

-dan kurtulma,
yı başından savma,
yı başından atma,
yı atma

DISPOSITION : English Turkish

n. istek, eğilim; yaradılış, yapı, yetenek; düzen, kullanma yetkisi, tahsis, idare, emir, kural

DISPOSITIONS : English Turkish

n. hazırlıklar, plânlar