Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DISPUTE : English Turkish

n. tartışma, ihtilaf, münakaşa, kavga

DISPUTE : English Turkish

v. tartışmak, çekişmek, münakaşa etmek; karşı koymak, itiraz etmek, reddetmek; şüphe etmek

DISPUTE AREA : English Turkish

tartışmalı alan, üzerinde kavga yürütülen bölge, ihtilaflı toprak

DISPUTED : English Turkish

adj. iddialı

DISPUTED OWNERSHIP : English Turkish

tartışmalı sahiplik, üzerinde kavga yürütülen mülkiyet, ihtilaflı mülkiyet, kimin gerçek sahibi olduğu ile ilgili yürütülen tartışma (bir mülk eşya vs'nin)

DISPUTED RIGHT : English Turkish

tartışmalı hak, üzerinde kavga yürütülen hak, ihtilaflı hak, bir kimsenin sahip olup olmadığı ile ilgili üzerinde tartışma yürütülen belirli bir hak

DISPUTER : English Turkish

n. tartışma yürüten, tartışmacı, kavga yürüten, ihtilafçı

DISQUALIFICATION : English Turkish

n. diskalifiye, yetkisiz kılma, yetkisini alma; oyun dışı bırakma

DISQUALIFICATION OF BOOKS : English Turkish

defterlerin reddi, muhasebe hesaplarının geçersiz sayılması, bir şirketin kayıtlarının gelir vergisinin hesaplanması amacıyla kabul edilebilir olmadığına karar verilmesi

DISQUALIFIED : English Turkish

adj. diskalifiye edilmiş, yetkisiz kılınmış, yetersiz

DISQUALIFIER : English Turkish

n. diskalifiye eden, yetersiz bulan, ehliyetsiz gören

DISQUALIFY : English Turkish

v. diskalifiye etmek; yetersiz bulmak, menetmek; yetkisini elinden almak

DISQUIET : English Turkish

n. endişe, kaygı, merak; huzursuzluk, rahatsızlık

DISQUIET : English Turkish

v. huzurunu bozmak, endişelendirmek

DISQUIETEN : English Turkish

v. huzursuz etmek

DISQUIETING : English Turkish

adj. endişe verici, huzur kaçırıcı

DISQUIETINGLY : English Turkish

adv. endişelendirerek, endişelendirici bir şekilde, rahatsızlık vererek, rahatsız edici bir şekilde

DISQUIETUDE : English Turkish

n. endişe, kaygı, merak, huzursuzluk

DISQUISITION : English Turkish

n. bilimsel inceleme, araştırma, tez, soruşturma

DISQUISITIONAL : English Turkish

adj. araştırma ile ilgili, araştırmaya özgü

DISRAELI : English Turkish

n. Disraeli, Benjamin Disraeli (
1881), İngiliz devlet adamı ve yazar, eski başbakan

DISRATE : English Turkish

v. rütbesini indirmek (denizcilik), daha aşağı işlere vermek

DISRECOMMEND : English Turkish

v. (Gayriresmî) tavsiye etmemek, önermemek

DISREGARD : English Turkish

n. önemsememe, umursamama, takmama, saymama, ihmal

DISREGARD : English Turkish

v. ihmal etmek, önemsememek, aldırmamak, saymamak, takmamak, hiçe saymak; saygısızlık etmek