Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DISREGARD OF HUMAN RIGHTS : English Turkish

insan haklarının görmezden gelinmesi, insan haklarının yok sayılması, insan haklarının hiçe sayılması, insan haklarına saygı duyulmaması

DISREGARDFUL : English Turkish

adj. umursamaz, aldırmaz, saygısız

DISREGARDING : English Turkish

n. hiçe sayma

DISRELISH : English Turkish

n. hoşlanmama, beğenmeme, nefret etme, tiksinme

DISREMEMBER : English Turkish

v. hatırlayamamak, hatırlamakta güçlük çekmek

DISREPAIR : English Turkish

n. tamire gereksinimi olma, bakıma ihtiyacı olma, haraplık

DISREPUTABILITY : English Turkish

n. itibarsızlık, onursuzluk; kötü şöhret, adı çıkma, adı kirlenme

DISREPUTABLE : English Turkish

adj. adı çıkmış, kötü tanınan, itibarsız, rezil, onursuz

DISREPUTABLENESS : English Turkish

n. itibarsızlık, onursuzluk; kötü şöhret, adı çıkma, adı kirlenme

DISREPUTABLY : English Turkish

adv. itibarsız bir şekilde, onursuzca, yüz kızartıcı bir şekilde; kötü bir şöhret, adı çıkmış bir şekilde, adı kirlenmiş bir şekilde

DISREPUTATION : English Turkish

n. itibarsızlık, şerefsizlik, onursuzluk, adı çıkmış olma, kötü şöhretli olma

DISREPUTE : English Turkish

n. kötü şöhret, adı çıkmışlık, itibarsızlık

DISRESPECT : English Turkish

n. saygısızlık, kabalık

DISRESPECT : English Turkish

v. saygısızlık etmek, hürmet etmemek, saymamak, kabalık etmek

DISRESPECT OF A PLIGHT : English Turkish

zor bir duruma gösterilen saygısızlık, kötü bir duruma gösterilen saygısızlık

DISRESPECTABLE : English Turkish

adj. itibarsız, şerefsiz, namussuz, saygın olmayan

DISRESPECTFUL : English Turkish

adj. saygısız, nezaketsiz, kaba

DISRESPECTFULLY : English Turkish

adv. itibarsızca, şerefsizce, namussuzca, saygın olmayan bir şekilde, kaba bir şekilde, kibar olmayan bir şekilde

DISRESPECTFULNESS : English Turkish

n. itibarsızlık, şerefsizlik, namussuzluk, saygın olmama durumu, kabalık, kibar olmama durumu

DISRESPECTING : English Turkish

n. itibarsızca, şerefsizce, namussuzca, saygın olmayan bir şekilde, kaba bir şekilde, kibar olmayan bir şekilde

DISROBE : English Turkish

v. elbisesini çıkarmak, soyunmak; soymak

DISROBER : English Turkish

n. giysilerini çıkaran kimse

DISROBING : English Turkish

adj. giysilerini çıkarma, soyunma; kapağını sökme, kaplamasını kaldırma, örtüsünü kaldırma; ortaya çıkarma, meydana çıkarma

DISROOT : English Turkish

v. kökünden sökmek, yerinden çıkarmak

DISRUPT : English Turkish

v. dağıtmak, parçalamak, dağılmak, parçalanmak, ayırmak; yarmak, bozmak, bozulmak; karışıklığa itmek